Bir zamanlar 12 yaşında bir kız varmış. Bu kıza sürekli olarak sataşıp duruyor,onu sinir ediyor,sürekli ezmeye çalışıyor ve azarlayıp duruyorlarmış. Bu kızın bir ikizi, bir ağabeyi varmış. Bu kızın ikizi okul değiştirmek isteyince ikizi de okul değiştirmek istemiş. Aynı okulda ama ayrı sınıflarda okuyorlarmış. Kızın adı Cemre Bilge soyadı Orhan mış. İkizinin adı Taha Evren soyadı Orhan imiş. Cemre o ses çocuklara katılmış ve Cemre'ye Burak Kut dönmüş. Cemre okula gittiğinde tanımadığı kişiler dahil olmak üzere, herkes "Seni televizyonda izledik. Sana helal olsun " diye Cemre'ye tezahürat yapıyorlarmış. Cemre o ses çocukları kazanmış ve aldığı parayı banka hesabına yatırmış. O paranın üstüne bir miktar daha para eklemiş. Parayı 1.000.000'a kadar biriktirince bir ev, araba almış. Üniversite Eğitimi bitince kendine ev araba almış. Kimseye muhtaç olmadan mutlu mutlu yaşamını sürdürmüş.
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.