Arya'nın gözlerine yansımıştı, işte şimdi hiç olmadığı kadar maviydi gökyüzü ve hiç olmadığı kadar anlamlıydı. Ateş rengi saçları güneşin altında kavruluyordu ve yanakları al al olmuştu, ama mutluydu.
Bunca zamandır hiç böylesine mutlu olduğunu hatırlamıyordu ki aslına bakacak olursak gerçek mutluluğu ilk kez tadıyordu.
Mutluluk dünyanın en lezzetli zehrini içmek gibiydi. Tadına doyulmuyordu ancak bittiği anda seni bütünüyle içine hapsedecek zehre karşı hazırlıklı olmalıydın, hüzündü bu.
Arya, gerçek mutluluğunu bulmuştu ama kendini hazırlamalıydı bu mutluluğun hüzünlü bitişine, acı olacaktı belki ama Arya alışırdı buna. Zaten mutluluk pek de alışkın olduğu bir şey değildi. Elbet bu mutluluk silsilesinden koparılması onu zehirleyecekti ama öldürmezdi çünkü o biliyordu ki fazlasıyla güçlüydü.
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024