Zorlu, bir o kadar da eğlenceli bir öğrencilik hayatından sonra artık üniversiteliydim. Marmara Üniversitesi/ Güzel Sanatlar Fakültesi. En çok istediğim bölümlerin "Halay Başı"ydı. Bileğimin hakkıyla kazandım.
Üniversiteyi kazandım kazanmasına da, hala bir şeyler eksikti. Hala aşık olamamıştım. Niyetim evlenmek değil, şimdiden birini bulup ileride onunla evlenmekti. Doğru kişi mi, yanlış kişi miydi bilmem ama, o gün onu gördüm. Eymen'i. Ve dedim ki "Kasıp kavuruyor yürümesi, Geliyor Gönlümü Efedisi." Ne oluyordu ki bana. Sonuçta o da benim gibi bir insandı. Yani ben böyle görüyordum. Ama değilmiş. Onun yürümesiyle, bakışlarıyla, gülmesiyle, sanki kalbim yerinden fırlayacaktı. Sanırım uzun zamandır beklediğim şey olmuştu. Ve sonunda ben de aşık olmuştum.
Onun adını öğrendiğimde öyle sevindim ki. Çünkü Eymen benim en sevdiğim erkek ismiydi. Hatta Türk olsun, Rus olsun, İtalyan olsun, eşim nereli olursa olsun, doğacak ilk erkek çocuğumun ismi Eymen olacak. Bunun için gerekirse senet bile imzalatabilirdim. Aşırı seviyordum bu ismi. Sıkılmıştım artık o Giovanni'lerden, Danilo'lardan, Mario'lardan. Roma'ya da gitsem, Napoli'ye de gitsem, Prato'ya da gitsem, Venedik'e de gitsem, dört tarafım bu isimlerle çevrili.
Ve ben Martina Romana Rossi. 29/08/1993 tarihinde, İtalya'nın Trieste'sinde doğdum. Doğma büyüme bir İtalyan.