Yazın kavurucu sıcakları, ağaçlar da ses çıkartan Ağustos Böcekleri, sivri sinekleri, korna sesleri, yazlıkcılarla dolmuş bir belde.
Her sabah balığa çıkan tekne sesleri ve bu belde de bir doğa olayı olan, güneşin mor doğumuyla uyanan bir halk.
Ufak bir belde, yürüdüğün adımı neredeyse sen gitmeden yoldan geçenler bilir. Sanki zihnini okur. Hatta en kötüsü herkes, herkesi tanır.
O belde de büyümüş, yaşayan, bir adam
Ve metropolde doğan ve yaşayan
bir kadın...
Okuyacağınız bu kelimeler ve olaylar bir YALNIZ ADAM'ın başından geçen gerçek olaylardır.
On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke kalmıştı; Ocria.
Reena, geçmişinin sır perdesi aralamaya çalıştıkça kendisini daha büyük bir çıkmazda buldu. Neden bu yeni ülkede kimse sorularını cevaplamaya yanaşmıyordu? Hükümet doğru mu söylüyordu?
Gerçekten Ocria'nın dışında hayat yok muydu, yoksa bu, onları içerde tutmak için uydurulan bir yalandan mı ibaretti?
Ocria'daki dengesizlikler kısa sürede Reena'nın gözüne çarpmaya başladı. Kendisi gibi sorgulayan insanları bulması zor olmayacaktı. Gençler başlarına geleceklerden habersizdi. Peki sonunda Ocria'dan çıkmanın bir yolunu bulabilecekler miydi?