Hani derler ya her ne olursa olsun hayat devam ediyor. Aslında devam eden hayat değil, bizleriz. Yaşananlar bizleri olgunlaştırmaz, olmamız gereken kalıba sokar.
Ölüm karanlıktır, soğuk ve acı dolu. Kim olduğumu, ne için yaşadığımı, ailemi, çocukları ve Leo'yu neden kaybettiğimi bilmiyorum. Bilmiyordum...
Ama artık biliyorum. Ben karanlık ölümün aksine onlara ışık getirecek, soğuk dünyalarını yakıp kavuracak ve acıların en büyüğünü tattıracak olan kişiyim. Ben bir daha sevdiklerimi geride bırakıp kaçmayacağım. Bir daha kimsenin ölümünü izlemeyeceğim. Ben soyları tükenene kadar hepsini öldürecek kişiyim. Ben;
"Karanlığın içindeki ışığım..."
Suç psikiyatristi olan Güneş Günebakan, psişik yeteneklerini kullanarak polise destek vermektedir.
Amacı şehri altüst eden yasadışı uyuşturucu dağıtan büyük suç şebekesini çökertmektir ve görevi hiç de kolay değildir.
Aşılması gereken basamakları önceden gören ve olabilecek yaşantıları tahmin edebilen Güneş, bu defa beklemediği bir karşılaşmayla yüzleşmiştir.
Cesurca ilerlediği bu davada çete liderinin, hala sevdiği eski sevgilisi olduğunu öğrendiğinde onu koruyabilmek için karanlığın derinliklerine inerek tüm düzeni yıkacak mıydı?
Yoksa inandığı doğru yol için sevgisini bir kenara mı bırakacaktı?
Hikaye 1989 yılında İstanbul'da geçmektedir.