Biz dört arkadaştık, dost, kardeş...
Her anımızı birlikte yaşardık, ağlamamız , gülmemiz, mutluluğumuz. Birimizin ağladığı olaya hepimiz ağlar, güldüğümüz olaya hepimiz gülerdik bu kadar da bağlıydık birbirimize işte. Aramızda gizli saklı olmazdı.
Çok neşeli bir gruptuk mesela , espiriler yapar hep gülerdik, neşemiz hiç eksik olmazdı. Tabiki bunların hepsi Çağın Koleji'ne kadar geçerliydi. Bizi yerle bir etmeye çalışan bir grup kendini beğenmiş egoistler...
Moralimizi bozmak için yaptıkları planlar, her ne kadar bizi üzse de biz ''4 BROKE GİRLS''tük.Yapılan hiçbir şeyi karşılıksız bırakmazdık.Ta ki kalbimiz , düşüncelerimiz ve beynimizin önüne geçene kadar. Bundan sonra ne mi olucak ? Bunu bizde bilmiyoruz.Çağın Kolej'i bize ne göstericek yada sonumuz ne olucak bunu hep birlikte görücez......
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...