18 yaşında ki Havle Hafızoğlu,Ünüversite hayatına adım atmanın heyecanı'nı yaşayarak gittiği şehir de.Baba dostu'nun kızının evinde aldığı tatlı,beyaz renkler'le kaplı odaya sahip olurken;tanımadığı,kendi sınırlarını aşan ve uzak olması gereken birinede sahip olur.Sağlam bir hüviyete bağlı,erkeklerle oturup kalkmayı sevmeyen.Başına taktığı huviyete bürünmüşlüğün nâdi de,ağır simgesi dikkat çekiyordu ama o kendine yakın olacakları cımbızla seçiyor ve bu seçime erkek eklemiyordu.Ama o yabancı,kurallarına saygı duymamış onun sebebiyle.
Çıldırır! Korku'ya tanık olur!
Ağlar,bağırır,heyecanlanır.Kendini yerden yere vurur.Bunlara neden olan Harun Aydınlar.
Îçki,kadın ve kan kokusu derdi.Kadın kısa giyinmeli erkeği göz nimetinden mahrum etmemeli.Düzeni çağın kuyusun da devam eden.Günah onun yaşamından vazgeçmemiş iken Havle günah kelimesinden bile kaçardı.Havle bu repliğine uymadığından ona kancayı takmış ve eğlenmek istemişti ikisinin de sonunda haykırdığı cümle ise; YÜREĞÎM NEREYE?
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024