Hüzün apansız düşer yüreğimize, kuşatır bizi... Küçük saf bir çocuk gibi karşılarız onu ; kağıttan bir uçakmış gibi... Uçağın ucu metalleşip yüreğimize battığında, gözlerimizdeki perde kalkar ve hayatın illüzyondan ibaret olduğunu anlarız. Tam da o anda, hüznün kuşatmasına karşı seferber olur hislerimiz. Hüznü yoğurabilen hüzünbaz bir aşçıya dönüşürüz. Haydi kalk ! Büyüme vakti... - İnternet üzerinden : www.dr.com.tr www.kitapyurdu.com www.idefix.comAll Rights Reserved