Burası Çiçek Mahallesi... İnsanları gibi temiz, sevgi dolu, çiçek gibi... En ufak bir olayda aile gibi toplanan, sevincimize sevinç katan üzüntümüze derman olan mahalle. Dedikoducu Fikriye teyzesiyle, doktor Hüseyin abisiyle, köşedeki kahvehanenin sahibi Mehmet abiyle özdeşmiş bir mahalle...
Çelik ailesi ve Yılmaz ailesi... İki can ciğer aile. Karşılıklı iki ev olsa da bir bütün olmuş aile. Ve birde biz vardık Ata ile bendeniz Alin. Beraber büyümüştük biz. Liseden beri ona içim giderken o benim duygularımı bilmiyordu. Bilseydi ne olacaktı ki sanki? Sahi bilse ne olurdu? Ailelerin tepkisini görmezden mi gelirdi? Mesleğini mi bahane ederdi? Ya da beni hiç sevmediğini mi söylerdi? Sanırım bu soruların cevabını asla bilemeyecektim. Çok da karamsar olmayayım. Belki de bir gün öğrenirdim. Zamanın ne getireceğini hiçbir zaman insanlar bilemezdi.
Biz imkansız mıydık? Yoksa imkansızı mı başaracaktık? Bu bizim hikayemizdi. Alin ve Ata'nın... İki Cephe Arasında kalanların hikayesi...