İki Cephe Arasında
  • Reads 75,269
  • Votes 2,788
  • Parts 40
  • Reads 75,269
  • Votes 2,788
  • Parts 40
Ongoing, First published Apr 22, 2016
Burası Çiçek Mahallesi... İnsanları gibi temiz, sevgi dolu, çiçek gibi... En ufak bir olayda aile gibi toplanan, sevincimize sevinç katan üzüntümüze derman olan mahalle. Dedikoducu Fikriye teyzesiyle, doktor Hüseyin abisiyle, köşedeki kahvehanenin sahibi Mehmet abiyle özdeşmiş bir mahalle...
Çelik ailesi ve Yılmaz ailesi... İki can ciğer aile. Karşılıklı iki ev olsa da bir bütün olmuş aile. Ve birde biz vardık Ata ile bendeniz Alin. Beraber büyümüştük biz. Liseden beri ona içim giderken o benim duygularımı bilmiyordu. Bilseydi ne olacaktı ki sanki? Sahi bilse ne olurdu? Ailelerin tepkisini görmezden mi gelirdi? Mesleğini mi bahane ederdi? Ya da beni hiç sevmediğini mi söylerdi? Sanırım bu soruların cevabını asla bilemeyecektim. Çok da karamsar olmayayım. Belki de bir gün öğrenirdim. Zamanın ne getireceğini hiçbir zaman insanlar bilemezdi. 
Biz imkansız mıydık? Yoksa imkansızı mı başaracaktık? Bu bizim hikayemizdi. Alin ve Ata'nın... İki Cephe Arasında kalanların hikayesi...
All Rights Reserved
Sign up to add İki Cephe Arasında to your library and receive updates
or
#23ankara
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
27 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
SARKAÇ cover
SEKRETER cover
ZEMHERİ  cover
Kara Gül  cover
Mafya Bey'im/Texting✔️ cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
Kocamın Patronu cover
Fındık Tarlası cover
Kal Benimle (Bxİ)  cover

GECENİN İZİ

27 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....