"Denizleer kadar uçsuz, bucaksız. Bir sevgisin sen... Deniz kızı. Deniz'in en güzel yerinde, inci ağlar. Benden güzel diye... Altın sormuş, zümrüt korkmuş. Bizden güzelmiş, Deniz kızı... Deniz kızı... Deniz kızı... Deniz kızı." Sözler bitince, gitar girdi tekrar araya. Heyecanla, "Kim var orada?" dedim ama cevap gelmedi. Camı kapatmadan, üstüme hırka aldığım gibi aşağıya fırladım.Kapıyı açtığımda,elinde gitar çantası olan biri,hızla yürüyordu.Peşinden koşarak,"Dur gitme!" diye seslendim ama yürümeye devam etti.Koşmamı hızlandırarak,yanına vardım.Bir anda durunca,kesik kesik nefes alışverişini duydum.Arkası dönük dururken,merakla "Kimsin sen?" diye sordum.Suratını görmüyordum ve bu kişi her kimse çok merak ediyordum.O güzel sesi,tekrar dile gelince,dikkatle ne diyeceğini dinledim. "Gökyüzüne bak. Belki anlatırlar kim olduğumu."
Eski bir köy kurgusudur.
İnsanların bilinçsiz ve cahil olduğu "dönem" kurgusu olduğunu unutmadan okumanızı rica ediyorum.
Bu bir kitap, gerçek hayata dair, geçmişe dair içinde yüzlerce düşünce barındırıyor. Yazılanlar 'yazarın' düşüncesi değildir, içine büründüğü karakterin o döneme uygun düşüncesidir. Her karakter ile onun düşüncesini savunuyor anlamına gelmez bu.
İyi bir tipleme yazarken iyi, kötü bir tipleme yazarken nasıl ki bizde kötü olmuyorsak, yazdığımız şeyler de istediğimiz şeyler olmadığında, kendi fikirlerimiz ya da düşünce yapımız olmadığında bir karaktere büründüğümüzde, saygı göstermeyi bilmeliyiz.
☠︎︎⚠︎⚠︎⚠︎☠︎︎
*YAŞ FARKI İÇERİR
*BİR ANDA DEĞİL ZAMANLA GELİŞECEK BİR KURGU BARINDIRIR.
*SAYGISIZ VE OKUDUĞUNA ÇAMUR ATMAYI SEVEN İNSANLAR RİCA EDİYORUM BAŞLAMASIN.
Keyifli okumalar...