Gecede yağmurun getirdiği bir kasvet vardı. Sırılsıklam halde, şehrin bütün ışıklarına rağmen karanlığı bastıramamış vaktinde evine dönebilmek için bir taksi arıyordu Miles. Patronun öfke dolu azarları sonucunda mesaiye kalmak zorunda kaldığı bir günü atlatmıştı. Miles, New York şehrinde yalnız yaşayan, otuzunu aşalı bir kaç yıl olmuş ve geçimini New York'un fazla okuru olmayan bir gazetesinde hikaye yazarı olarak çalışması ile sağlayan, sıradan denilebilecek bir adamdı. Hayatı her zaman rutin ve sıkıcı olmuştu. New York'ta yaşayan bir çok insan gibi, o da burada doğup büyüme birisi değildi. Sadece yolu onu buraya ulaştırmıştı. Yaşamında memnun olduğu tek bir şey bile yoktu ki yaşadığı bu şehirden de nefret ediyordu. Kimilerinin yaşam hayalini kurduğu New York, onun için Cehennem'den farksızdı.