Serap Ayça, hayallerini gerçekleştirmek üzere, bu yepyeni dünyaya ayak basmıştı. Uzun beyaz bulutların ülkesine... Hayalinin ülkesi Yeni Zelanda'ya...
Büyük hayaller, büyük umutlarla gelmişti. Onu nelerin beklediğini bilmiyordu ama, daha adımını atar atmaz yaşadı şaşkınlığı...
Carlos , öfkeli ve buz gibi sert bakışlarına hedef olan genç kızı öldürecekmiş gibi bakıyordu. Bu kızın amacı neydi, ne diye durmadan karşısına çıkıyordu ki...
Benim hayalim hep bir hikaye , bir roman yazabilmekti. Yurt dışında aşkı yaşamak ve yaşatmak. Bir Türk kızının gönül macerası her zaman kaleme dökmek istediğim bir konuydu. Bakalım becerebilmiş miyim, buyurun lütfen okuyun. Bir de benim kalemimden çıkan iki kahramanın aşk ve tutku kokan maceralarını izleyelim bakalım neler olacak. İşte karşınızda Serap Ayça Ünsal ve işte Carlos Sebastiano...
Bu hikayemi benim için önemli bir günde 23 Nisan'da son tasarımlarını yaptım ve ilk bölümünü 24 Nisan 2016 tarihinde ilk kez yayınlamış oldum. Umarım alıntı, çalıntı gibi bahsedilen şeyler olmaz. Olursa da yasal işlemleri başlatacağımdan emin olabilirsiniz.
ÖNEMLE EKLEDİĞİM NOT: Bu hikayemi ilk paylaştığım anda, benden desteklerini esirgemeyen, sevgili yazarım, @hiçkimse33 ve yine çok değerli yazarım @maviivam için buradan onlara can-ı gönülden teşekkürlerimi yollamak istiyorum. Her iki değerli yazarımı da çok seviyor onlara buradan selamlarımı yolluyorum. kucak dolusu sevgilerimle öpüyorum onları... Onlar öyle anlayışlı, kibirli olmaktan uzak, alçak gönüllü, hoşgörülü , tatlı sohbetli, karşısındakiyle empati kurabilen kişiliğe sahipler ki ben onlara bayılıyorum, söyleyecek daha fazla söz bulamıyorum. Kalbimde yeriniz çok ayrı sevgili yazarlarım. Sizleri tanıdığıma çok mutluyum... :)))
Kapak yapımı sevgili yazar ve şairim @L_eandros 'a aitt
Abisinin arkadaşına yaptığı sosyal medya akımından sonra hayatı değişeceğini kim bile bilirdi ki?
○●□■
Siz : Seni bir arkadaş bir dostum gibi sevdim...
Yusuf abi: Hayırdır Nazlı, ne diyorsun?
Siz: Sen oturmuş bana aşktan dem vuruyorsun...
"Bir şey mi duydu acaba ? Gerçi duyması imkansız kimse bilmiyor ki. Belli de etmiyorum aslında " Diye düşünüp telaşlandı Yusuf.
Yusuf abi: Ne dem vurması. Tövbe tövbe...
Siz: Sende sevdiğim çok şey var adı aşk değil...
"Bende sevdiği çok şey olmasına mı sevinelim, yoksa aşk olmamasına mi üzülelim anasını satayım" diye homurdandı Yusuf...