Ben Alya Gökdemir; Hayatında kimseye güvenemeyen, ürkek ama bir o kadar da güçlü, bu güne kadar kimseye muhtaç olmayan ama bir o kadar da tutsak olan.. Yine de ezik kalıbından bu yaşıma kadar kurtulamayan. Çok asi ve ablamın deyimiyle "erkek" gibi olmama rağmen yine de toz pembe hayalleri ve umutları olan bir kız... Peki ya bu kız hayatın da ismini bile koyamayacağı duygular hissetmeye başlarsa? Arın Güneysu... Okulum da, Karşımda ki apartmanda ve ön sıramda oturan çocuk... Kısacası o her yerde... Katil, psikopat ve uyuşturucu bağımlısı olan birini yumruk boyutunu geçemeyecek delik olan bir kalp nasıl kaldırabilir ki? O elde edilemeyecek kadar güzel ve özgürken benim ezikliğim ve tutsaklığıma nasıl mağlup gelebilir ki? Sırlar ve intikamlarla dolu bir savaşın ortasına terk edilen bu kitaba hazır mısınız? "Beni neden kanatıyorsun Arın?" dedim gözyaşlarımı içime gömerek. Çünkü biliyordum ki ağlasam Arın 'ağlama' diye bağırıp beni daha çok kanatacaktı... "Çünkü bu da bizim hikayemiz" dedi buz gibi bir sesle. **** "Git Alya,yeter! Bu bir oyun değil anlamıyor musun?"diye kükrediğin de yerim de sıçradım bir yaş gözümden kendi iradesiyle ayrılırken. Yutkundum. "Gidemem" diye mırıldandım acizlik kokan sesimle. "Ben beyazı bile günahlarımla kirleteceğimi düşünüp nefret ederken, senin gibi birini benim siyahıma bürüyemem. Seni hayatıma katarsam ne olacağını biliyor musun? Seni maf edecek kadar piçim ben! Bildiğin göt herifin, işe yaramaz, intikam uğruna ölmeyi göze alabilecek, psikopat bir manyağım ben! Seni her gün tüketiyorum farkında mısın? Bunlara rağmen neden gitmiyorsun" her bir kelimenin üstüne basarak bağırmıştı. Kalbim git gide sıkışırken en son şunu söylemiştim; "Çünkü kalbimde ki bu deliği sen dolduruyorsun gibi"