Akşamüzeri saat 5 gibiydi. Pembe ayıcıklı bisikletim ile kiraz çiçeklerinin altında Yeri ile eve gidiyorduk. Onu her zaman okuldan alırdım çünkü , nedense içimde hep bir korku olurdu. Bu arada ben Kang Seulgi , 22 yaşındayım.
Sonunda eve varmıştık beyaz demirli kapıyı açıp 3. katın ziline basmıştım. Kamera sistemi olduğu için bizi görecek olacaklar ki hemen kapı açıldı.
Wendy kapıyı açtı.
''Hoşgeldiniiiz''
''Hoşbulduk'' diyerek içeri geçtik.
Ardından bir gürültü koptu.
''Joy ! bırak onu '' diyerek Irene bağırıyordu.
''Neler oluyor ?'' diye ekledi Yeri , şaşgın gözleri ile.
Sesin geldiği odaya gittim , ve elinde Irene'nin en sevdiği tavşanlı yastığı camdan aşşağı tutan bir adet joy ve elinde iki paket jelibon ile Joy'a ters ters bakan bir Irene beklemiyordum.
'' O zaman sende o jelibonların birine vermelisin ''
''Ben senin büyüğünüm '' diye hatırlattı Irene.
'' O zaman sende o jelibonların birine vermelisin Irene unnie''
''Neler oluyor burada ?'' diyerek araya girdim.
Joy'un yanına gidip onu gıdıklamaya başladım ve yastığı çektiğim gibi baechu'nun yanına koştum.
''Heeey ama bu haksızlık''
''Tamam al diyerek'' jelibonların birini Joy'a uzattı Irene.
''Siz gerçekten ne yapıyorsunuz ?'' diyen Wendy Irene ile aramıza girdi.
Yeri'de Joy'un yanına gitti.
''Hadi yemek yapalım , ama önce siz ikiniz'' diyerek Irene ve beni gösterdi.
''Markete gitmelisiniz''
''Neden ?''
'' Çünkü yemek yapıcak malzeme yok hadi gidin hadiii'' diyerek bizi kapıya doğru ittirdi Wendy.
'' O zaman yosun çorbası yapacağım '' dedi Irene.
'' Tamam onun için gerekli malzemeleri alın bende tatlı yapacağım''
''Tamam''
Yeniden pembe ayıcıklı bisikletime binmiştim. Ama bu sefer arkamda Irene vardı. Irene gerçekten tatlı ve güzel bir kızdı. Onunla liseden beri tanışıyorduk. Sadece bu sıralar tuhaf davranıyordu. Sürekli bana baktığını yakalıyordum.
''
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.