Bu iki yabancıyı birbirine yaklaştıran neydi? Kader miydi bu, yoksa hastalıkla beraber gelen sorunların oluşturduğu yıkılmaz duvarlar mı?
Bu aşk birinin sonu, diğerinin sorunu mu olacaktı yoksa?
~"Seni seviyorum Luhan. " dedi gözlerinde daha önce hiç görmediğim yoğun duygularla bana bakarak. Beklemiyordum bunu, şaşırdım.
"Gerçekten mi?" diye sordum bütün saflığımla.
"Hayır yalan söyledim." dedi alayla sırıtarak. İçimde ufak bir kırgınlık olmuştu ama belli etmek istemedim.
"Hah aptal!" dedim yüzümü buruşturarak.
"Ama aslında hoşlanmıyor da değilim..." dedi yandan bir bakış atarken.
"Biliyordum be. Dayanamayacağını biliyordum." dedim zaferle gülümseyerek. Ama gülümsemem çok fazla sürmedi.
"Yine yalan söyledim." dedi aynı ukalâlıkla. Beni arkasında bırakarak arabaya doğru yürüdü. Bende bıraktığı etki çok farklıydı. Içimde tuhaf bir his oluşmuştu ve yine bu his bana yabancıydı.
Şehvet ve tutku için aşık olmak mı gerekliydi?Atlas Kuzey bekarlığa veda partisinde hiç sevmediği bir kadına dokunarak aslında şehvet ve tutku için sadece aşkın değil nefretin de yeterli olduğunu öğrenicekti.
Seçil Sezgin'le şehvet , tutku ve nefretin içiçe olduğu bir hayata istemeden de olsa adım atıcak , bağımlısı olucaktı.