"Seni tanıyorum, ancak seni nasıl tanımlasam diye düşünmüyor değilim. Sen kendini anlatsana, sen kendini nasıl biri olarak hissediyorsun?" dedi, çocuk saf bir merakla. Kız aslında kendini tanımlayacak kelimeleri bulmakta pek zorlanmadı. Usulca cevap verdi,
"Ben nasıl biriyim biliyor musun? Yapmacık olup, sevilmektense ; kendim olup, sevilmemeyi tercih eden biriyim. Etrafımdakilerin iyiliklerini düşünürken, kötülüklerini göremeyen ve mutlu olmayı bile beceremeyen bir aptalım! Nasıl beceriyorum bilmiyorum, ama herke
s sanki beni üzmek için uğraşıyor. Ben...-"
"Safsın," dedi, çocuk kızın hafif çekik olan gözlerinin, en derinlerine bakarak. "Ve ben saflığını seviyorum."
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."