Daha fazla işi yokuşa sürmeyerek ayağa kalktım ve Baranıda ayağa kaldırdım daha sonra onu balkonuma doğru ittirerek "Bence sen artık gitmelisin."dedim. Baran aniden önünü dönerken kafamı göğsüne çarparak ufak bir küfür mırıldandım. Bak vallahi bu gidişle kafam kırılacaktı. Bir meteora kafa atıyordum be kolaymıydı? "Öpücüğümü almadan mı gideceğim?."diyerek yapmacık bir şekilde kaşlarını çattı. Gülerek eğilmesini istedim. Bana doğru eğildi. Üç parmağımla çenesini kavrarken "Yanaktan."diyerek yanağını çevirdim. "Dudaktan."diyerek o da bana dudağını çevirdi. "Yanaktan dedim."diyip tekrar yanağını çevirdim. "Bende dudaktan dedim."dedikten sonra bana tekrar dudağını çevirdi. Gözlerimi kıstım ve "Ama bak sinirlenmeye başlıy..." cümlemi bitiremeden dudağını dudaklarımın üzerine kapattı. Kalbim atlı koştururken. Eliyle belimi kavrayarak beni hızla kendine çekti. Bu beni daha fazla heycanlandırırken Ellerimi omzuna çıkararak boynuna kaydırdım. İstemiyormuş gibi dursamda. Birazcık istiyordum sanırım. Kalbim ona her geçen gün biraz daha bağlanıyordu ve ben Barana her geçen gün biraz daha alışıyordum. Sanırım onsuz bir hayat düşünemiyordum artık. Öpüşü biraz daha sertleşirken ona ayak uydurmaya çalıştım. Dudaklarını dudaklarımdan çekerken başını alnıma yaslayarak gözlerimin tam içine baktı. Gözleri yoğun kahverengilere bulanırken gözlerinden başka bir şey göremiyor gibiydim. Kahverengi göz pigmenti daha önce bana hiç çekici gelmiyordu taki onu tanıyana kadar. Elini yanağıma çıkarırken bende elimi onun yeni çıkmış sakallarına çıkarıp elimi yanağın da bir kaç kez gezdirdim. Yaramazca sırıttı ve "Hazır odandayken..."diye başlayan cümlesini yarıda keserek yanağında olan elimle hafifçe suratına vurdum. "Biz daha sevgili bile değiliz." Bunu söylerken 'sevgili.'kısmına vurgu yaparak söylemiştim göz
29 parts