Babalarıyla anılarını anlatan arkadaşlarımı can kulağıyla dinlerdim hep. Bazen de öyle heveslenirdim ki onlara. Benim hiç öyle bir babam olmadı.
Benim babam sadece beni ezer, aşağılardı. Hiç bir zaman baba kız oturup sohbet edemezdik. Bırak sohbet etmeyi aynı evde göremezdim bile. Babam da umursamazdı pek.
Bir yerde okumuştum da, kızların ilk aşkları babalarıymış. Benim hiç öyle bir şansım olmadı. Her zaman çekindim ondan. Sanki bir yabancı gibiydi bana. Hiç öpemedim onu, hiç batmadı sakalları yüzüme. Ve ben hiç sarılamadım ona, sımsıkı. Acaba nasıl kokuyordu babam? Biraz ter, biraz parfüm ve biraz sigara kokuyordu belki de.
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.