Bir gün mutlu başlamıştım güne annem kahvaltı sofrasını kurmuş, hayatın rengini değiştiren mükemmel bir sofraydi bu.Ona sarılmak istedim,sarıldım da çünkü belki de son günlerimi yaşıyordum derken mutluluk kapımı çaldı gözleri tıpkı okyanusu andıran imkansızı tanıdım.Herşey çok güzel gidiyordu telefonla konuşmalar, yazışmalar, kıskançlık krizleri.Falan iyi güzel di herşey benim dışarı çıkmamı dahi kıskanır di.Böyle bir aşk bu ben aşk diyorum,Fakat o buna aşk diyemezmis meğersem.Sanki o gün herseyimi kaybedecektim.Derken bir mesaj beni ara mesajı yollayan kişi kız kardeşimdi. Konuşmak istemişti,aradım uzun uzun sohbet ettik sanki içime doğmuştu hersey yada basit bir rüya perdesi ne olabilir ki? Bilmiyorum. Derken konuşmamız bitti telefonu kapattım.Ama bir yandan kalbim küt küt atıyor...Kaybetmenin cığlığıydı sanırım bu, hatta çığlığı da değildi kesinlikle öyleydi girdim o soğuk renk mavi gözlerini özlemiştim bir kez de olsa bakabilmistim.Ama o bana ben gidicem imkansız olabiliriz demişti