Anneme gidiyordu adımlarım... Her adımımda 'kim olduğumu' soruyordum kendime..
KİMİM BEN?
Ait olduğum yere ... ANNEMİN kapısında durdum... Kapıyı çalmaya gücüm yoktu, oynamıyordu kolum... Çalmıyordu kapıyı parmaklarım...
" Hadi... Bekletme anneni..." Sevda'nın sesiyle irkildim ve kendime geldim. Gözlerimi kapatıp çaldım hasreti olduğum kapıyı...
Bir müddet sonra saçlarına aklar düşmüş , yüzü yılların yorgunluğuyla buruşmuş , masumluğuyla nur saçan ANNEM açtı kapıyı...
Hiç değişmemiş, kokusu, bakışları, tebessümü...
" Buyrun evladım. Kime bakmıştınız?"
Annemin gözlerine o kadar takılmıştım ki benim yerime Sevda " Şey.. Biz size bakmıştık aslında.."
Meleğim merakla " Siz kimsiniz?" " Sevda ben" . Annemin meraklı bakışları bana dönünce köprünün ucunda olduğumu anladım. Ya 'Erdinç' deyip atlayacaktım o köprüden ya da 'Doruk' deyip köprüden dönerek alırdım kollarıma annemi...
Annem ... Kim olduğumu hissediyor gibi doldu gözleri. Sustum,konuşamadım, hareket edemedim... Anneme sarılamadıktan sonra bunları yapmanın bir anlamı yoktu zaten...
"DORUK..."
Gözyaşlarıyla bana seslenen annemle dişlerimi sıktım.
Bana kim olduğumu soracaklar... Söylemeyeceğim kimseye...İstesemde söyleyemem ki...
" Ben DORUK değilim teyze . Karıştırdın galiba"
Yayınlama tarihi: 05.05.2016 All Rights Reserved
Read more