Küçük bir masal anlatmak isterdim size mutlu sonla biten ama hepsinin sonunda prens gelip prensesi kurtarıyor ve o kötü cadıya haddini bildiriyor. Bu yüzden vazgeçtim.
Ben bu sefer Cadı'yı seçtim ve evinize misafir ettim.
Cemre, erkeklere ve erkeklerin bulunduğu her ortama fobisi olan, çikolata zulalarını dolabındaki hiç giymediği sarı tşörtünün arkasında saklayan ve asla merdiven altından geçmeyen sıradan bir kızdır.
Herşeye burnunu sokan ama asla akıllanmayan ve mantıklı düşünmeye hiç niyeti olmayan kuzeni Asel,
Üşenmeye bile üşenen, tek sloganı olan 'izlenmeyen film hayat kurtarır' I söylerken bile cümlenin devamını getiremeyen Daren
Ve anlık duygu patlamalarıyla meşhur olmuş, saf mı salak mı bilemediğimiz, dünyanın en büyük kalem fetişti Ilgaz ile aynı evde kalmaya başlar.
Tüm bu delirme sebebi insanlara rağmen 'Cadı Kazanı' adını verdikleri evi onun için normal bir ev haline gelmişti. Ta ki Cadı Kazanı'nın en önemli maddesi çiğnenene kadar;
Kural 121: Ne pahasına olursa olsun Cadı Kazanı'na giren erkek ırkı, buradan sağ çıkamaz!
Ben nereden bilebilirdim ki dedemin kankileriyle pavyona içmeye gidip daha sonra kocam olacak adamı bulacağımı?
Pavyon(ailelerin gide bildiği içme mekanları pavyon dedim ama tam pavyon değil.) böyle camına yazılı bir numaradan hayatımın aşıkını bulup üstüne İspanyol bir mafya olacağın?
aga ben biliyorum hayat zaten götüyle gülüyor ama bukadar saçmalık Bir arada nasıl olabilir!!!
Not:Kitap final olunca düzenlenilecektir!!