HAYALPEREST
  • Reads 8,931
  • Votes 2,080
  • Parts 89
  • Reads 8,931
  • Votes 2,080
  • Parts 89
Complete, First published May 07, 2016
Ev-okul-Umut üçgeninde bir yaşamı olan Zeynep'in sıradan hayatı, geçirdiği trafik kazası sonucu girdiği koma ile bambaşka bir renge bürünür. Zeynep bir Hayalperest'tir. Tüm Hayalperestler gibi o da gözlerini Hayalperest evreninde açar. Başlarda her şeyi yadırgasa da yavaş yavaş ortama uyum sağlar ve sonunda tüm varlığıyla ait olduğu yerin orası olduğunu hisseder. Ancak her şey Zeynep'in Gerçeklik Taş'ını görmesiyle rayından çıkar. Taş, bir lütuf olduğu kadar aynı zamanda bir lanettir. Ve Zeynep, kendi lanetinin içine düşer.
Macera, aşk, dostluk ve fantastik dolu bu hikayeye adım atmana bir saniye kaldı.

🤞07.02.2016🤞
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add HAYALPEREST to your library and receive updates
or
#10gerçeklik
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
KIZIL GECE  by DuruMavii
85 parts Complete
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
You may also like
Slide 1 of 10
Cinayet Mahalli cover
İnadına Aşk ~ Afram ~ cover
Sahte Cariyeyi Zalim İmparator Yakaladı cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
İstila Uçuşu cover
Alfa Kralın İnsan Eşi cover
KIZIL GECE  cover
♡ En Güzel  Sözler  2♡ cover
Ejderhanın Tutsağı cover
♡☆ BadBoy ☆♡ cover

Cinayet Mahalli

28 parts Ongoing

"Bir gece önceden... Planlanır hep dizeler, İnsanlar öldürülmeden. Haber vererek tehdit eder..." Yıllar önce kapanan Baha Demir vakası on beş yıl sonra büyük bir delilin bulunması ile sarsılır. Delil polislerce yetersiz kabul edilir hatta bir kanıt olarak bile görülmez. Fakat... Delili bulan genç antikacı için bu delil bir felaket halini alır. Yıllar önce işlenen cinayetin kapanan davasının bilmediği şeyler Dehliz'in ellerindedir. Yanlış kapanan davaya ellerini uzattığında ise... Cinayet mahalliden kurtulan iki adamın pençelerinde bir kukla gibi kalır. Sisin ardında iki adam durmaktadır. Mahzen Demir ve Hamit Karaman. Ama sadece bir adamın eli kanlıdır. Ve yanlış adamı seçtiğinde... Akan kan kendi kanı olacaktır. "Kendin bu musun? Kalbi bile korkudan büzüşen biri misin?" "Ölen öldü. Senin yaşamaya bakman daha akıllıca olurdu. Şimdi yaşa bakalım." "Korkudan aklımı kaybedeceğim o burada!" "Zaten sende kendine acıyorsun." Bir oyun vardı. Fakat şah ve piyon belirsizdi. Şahı bulamadıkça piyon bile ölüm kesilirdi.