Hisler ulaşılmazdır ; duygular ise, her an insanla bir bütündür... (Mizgin K.) Yok olmaya yüz tutmuştu ruhum. Öldürüyordu beni. Yok ediyordu beni. Yemin etmişti sanki. Çıldırmıştı artık ruhum. Hiçbir şey mantıklı düşünemiyordum. Her an bana ruhani kurt pençeleriyle saldıracak korkusuyla tetikteydi bedenim, ruhum. Akrepin ve yelkovanın her dönüşü aleyhimeydi. Kanıma susamış Katil'imin eladan çivit mavisine dönmüş gözlerine baktım korkuyla. Yine başlıyorduk işte. O gözler ne zaman maviye çalan bir renge dönüşse ben sonunda büyük bir savaştan kaçmış, yara bere içindeki bir gazi oluyordum. Aslında ben kaçamıyordum, benim o savaştan kaçmamı isteyen o oluyordu. İşin çıkılmaz tarafıysa, geri dönüp çok derine işlediği yaraların iyileşmesine yardım ediyor gibi görünen ama sadece üstüne beton dökerek yeni yaralara yer açmaktı onun amacı. Ben her seferinde bu şekilde dağılıyordum. O da bunun farkındaydı, aslında onun asıl amacıyda buydu. İyileşmesine izin vermediği Yaralarımın üstüne beton dökerek asıl yaraya gebe bırakıyordu beni, ruhumu. Çünkü onun bildiği benimse yeni yeni fark ettiğim bir amacı vardı onun: Beni yok etmiyordu, beni yaralayıp o yarayı dondurarak büyük yaraya gebe bırakıyordu ki benim ölümüm, benim elimden olsun. O rengine vurulduğum, her zerresi için canımı hiç korkmadan teslim edeceğim gözlerde beni yıkan bir gerçek vardı ki benim yaşamamın hiçbir anlamı olmadığını gösteren bir gerçekti bu. Onun elleri, gözleri benim gibi kirli bir bedeni, ruhu öldürmeyecek kadar asildi. Ölümüm olan gözleri beni yerle bir eden bir gerçeği önüme sermekten korkmuyordu. "Senin bedenin, ruhun o kadar kirli ki birçok katilin elinden bile o ölümü hak etmiyor."
20 parts