Undead Crown
  • Reads 163,629
  • Votes 14,189
  • Parts 73
  • Reads 163,629
  • Votes 14,189
  • Parts 73
Complete, First published May 11, 2016
Hayattan sıkılmış ve umudu kalmamış elli tane insan aynı anda dünyadan göçmeyi ister ve canı sıkılmış bir tanrı onların bu isteğini duyar "hepinize rastgele özel yetenekler bahışedildi şimdi siz işe yaramazlar bu yeni dünyada yaşayın ve beni eğlendirin hahahahahahaha" bu dünyada artık yeni insanlardı ama şimdi eşsizlerdi en güçlülerdi. Biri hariç o diğer kırk dokuzunun gözünde neredeyse çöptü. O çöpü zindanda yem olarak kullanıp hayatlarını kurtarmak için koşarken arkalarına bile bakmadılar ama bilmedikleri şey çok büyük bir hata yaptıklarıydı...



Yazar notu: En kaliteli diyemem ama samimi ve eğlenceli olduğundan eminim Acemilik eserim sizlerle

Bide kitap bitti bitmesine de korkmayın yorum yapın oy verin yazarlar olarak ısırmayız böyle şeyler için hatta hoşumuza bile gider
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Undead Crown to your library and receive updates
or
#67başlangıç
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
𝗘𝗩𝗥𝗘𝗡𝗟𝗘𝗥𝗶𝗡 𝗙𝗘𝗟𝗔𝗞𝗘𝗧𝗶 [𝗙𝗮𝗻𝘁𝗮𝘀𝘁𝗶𝗸] by Damlapl3
196 parts Ongoing
"Ağlamak istemiyorum!" diye mırıldandı kalan son mecaliyle. Kulaklarını çocukların ağlayışları, kadınların çığlıkları doldurdu.Bu bir felaketi! Melodi bir felaketin kurbanıydı...Başını iki yana salladı acıyla. "Bırak onları! İstediğin benim gözyaşlarım değil miydi? Dokunma onlara! Görünme onlara nolur... Ben sana," duraksadı.Hızla başını salladı bunu yapması gerekiyorsa eğer, yapacaktı. Onları kurtarmak için Bi bedel ödemesi gerekiyorsa yapacaktı! Bunu yapabilirdi. Yapmalıydı. Yapmak zorundaydı... Avuç içlerini açarak baktı. "İstediğini vereceğim!" Ellerini açarak göğe kaldırdı. Sesi yükselirken "İnşAllah gözyaşlarımda boğulursun! İnşAllah kandan göz yaşlarımla beslenen miğden yırtılır da geberip gidersin. "gözleri dolu doluydu" Allahın cezaları! "diye haykırdı. Bunu yapmak istemiyordu hiç bir zaman istememişti. Ne tüm bunları yapmak nede Düşmanının kölesi olmak istemiyordu. Karanlığın mahkumlarından biri olmak istemiyordu." Sana istediğini vereceğim bırak onları! "bağırarak kendini açıklamak onları korumak istiyordu. Gökyüzünden kahkaha sesleri yükseldi. Tekrar kaybetmişti Melodi, yeniden birkez daha kaybetmişti düşmanlarına yenilmişti. Dolu gözlerle karanlığa baktı. Hepsi onun suçuydu egosunu tatmin etmiş olsa gerekti. Bu ihanetin... Bu ihanetin bedeli ağır olacaktı. Eğer bir bedel ödüyorsa efendisi de ödeyecekti. Bu bedeli ona bizzat kendisi ödetecekti. " Beni bu hale getirdiğin için... " gözünden akmaması için dua ettiği hatta saatlerce dil döküp, yalvardığı o yaş aktı. Kandan bir damla yanaklarından süzülerek ayağının altındaki kayaların üzerine düştü. Sertçe yutkundu." Senden nefret ediyorum! " ETKİLENECEKLER OKUMASIN! #Paronayak 1. #Ajanlar1. #Yaratıklar1. #Köle1. #Evrenler1. #Sevda1. #Deli1. #Nefret1. UYARI :⚠️ Böyle bir konuyu daha önce okumadınız.
Tanrıyı Doğurmak by Wicca111
23 parts Ongoing
İşte kaos. Biz buna entropi mi diyorduk? Her şey gittikçe bozulur. Kader, bozulma çizgisinde yamuk yumuk ilerler ve biz denge kurmaya çalıştıkça yön değiştirip bizimle dalga geçer işte. Beyninin büyük bir kısmını kasıklarının altında taşıyanlarsa buna ayak uydurmaya çalışır. Kimse adalet aramasın, çünkü o hiçbir gezegenin Tanrısını ilgilendirmeyen bir mevzu. Eğer kendimize olmayan Tanrılar yaratmasaydık ve her şeyi ondan umarak sadece beklemeseydik zaten adalet bizi terk etmezdi. Kimde bu adalet biliyor musunuz? Kaosun içinde! O da yönünü kaybetmiş ve nereye gittiğinin farkında değil. Konumunu ve hızını aynı anda asla hesaplayamadığımız elektronların arasında kaybolmuş ve kendini öyle bir kamufle etmiş ki bazen onu görmemize rağmen beğenmiyor ve canımızı acıtan o gerçeği dışlayıp reddediyoruz. Pardon da, biz neye direniyoruz? İnanın onu bile bilmiyoruz. Sadece çoğunluğa ayak uydurmuş ve çizimini kimin yaptığını bilmediğimiz yollarda aptalca koşuyoruz ve ne kadar da cesur olduğumuzu söyleyen boş insanların alkışlarıyla gururlanıyoruz. Peki, bu hangi yol? Hiç sordunuz mu kendinize. İşte Marsa böyle bir kaosun içindeydi ve kaç parçaya bölündüğünü kimse bilmiyordu. Fakat net olan iki şey vardı, ya elçiyi kabul edecekler ya da elçi kendini kabul ettirecekti. Peki kimdi bu elçi biliyor musunuz? Bir kadın mıydı? Zalim bir diktatör mü? Büyük Kâhin bunu neden görmüştü? Yoksa bu gerçekten de Tanrı'nın lanetiydi ve Tanrı intikam mı almak istiyordu? Ya da intikam almak isteyen kişi aslında çok da uzakta değil miydi? Ben bir Tanrıçayım ve bu benim kutsal kitabım. Sadece seçilmişlerin çözebileceği bir bulmacayım. Bu kitabı sizlere asla sunmamalıydım. Okumasını bilmeyene cehennem, okuyup anlayana kocaman bir dünyayım. Ben sizlerin arasındayım ama korkmayın. Gayet uysal bir varlığım.
You may also like
Slide 1 of 10
Zorlu Hayat ¦ Ali Turap Bülbül  cover
Genesis [GAY] cover
KÜÇÜK GELİN  cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) cover
Türk / Japon Voleybolu cover
Lidena cover
𝗘𝗩𝗥𝗘𝗡𝗟𝗘𝗥𝗶𝗡 𝗙𝗘𝗟𝗔𝗞𝗘𝗧𝗶 [𝗙𝗮𝗻𝘁𝗮𝘀𝘁𝗶𝗸] cover
KARANLIĞIN ŞEHRİ cover
ELİMDEN KAÇTI cover
Tanrıyı Doğurmak cover

Zorlu Hayat ¦ Ali Turap Bülbül

10 parts Ongoing

Zorla evlendirildik ikimizde istemiyorduk. İkimizde başkasını seviyorduk... Beni sevmeyen biri, benim sevmediğim bir, ama bu kişi benim kocam olmuştu. "Ben seni hiç sevmicem boş ümütlere kapılıpta seni seviceğimi sanma sakın" "Ha bu arada sevgilim de var bunuda bil" "Ben onla evlensem bile elif için atıyordu bu kalbim" "sen git sevgiline sahip çık" "beni hiç sevmicenmi ali?" "Hep elifemi gidecen?" "Biz hiç olmicakmıyız" Abi bir insanın kahverengi gözleri bukadarmı güzel olur. ......