Yurtta kalıyordum. Yaz okulundaydım. Yan blokta kalan üç kız arkadaş ruh çağırmışlar. Fincan falan getirmişler. İşte fincan hareket ediyormuş, bunların sorularına harfleri gezerek cevap veriyormuş, ruh değil de üç harfliymiş falan. Bizim arkadaşlarda gidelim dediler, yok dedim ama çok ısrar ettiler. Bende takıldım peşlerine gittim.
Ben o zaman 16 yaşındaydım. Bu gittiğimiz kızlar 22-23 yaşlarındaydılar. Yani son sınıftalar.
Neyse, fincana sorular soruyorlar, işaret parmakları da fincan da duruyor, fincan hareket ederek bunların sorularını cevaplıyor. Çok günah dedim içimden. Kapalı biri değilim ama beş vakit namazımı kılar,Allah'ın hoş görmediği şeylerden uzak durmaya çalışırdım. Ben odaya girer girmez beni söylemiş, gitsin demiş. O gitsin demiş, daha doğrusu onlar isim söylüyor, O mu gitsin Bu mu gitsin diye. Söylenen isimlere hayır cevabını veriyor, benim adım yazılınca evet yazısına gitti. Şok oldum o an. Zaten zorla götürmüştü arkadaşlar. Çıktık oradan ayrıldık. Bunlar ge
WATTYS 2018 KAZANANI! (KAHRAMANLAR KATEGORİSİ)
Hreak ayağa aheste bir şekilde kalktıktan sonra kenarda yayılmış geniş postları eğilerek aldı. Geniş bir divanın üzerine düzgünce serdi. "Kyron demek," dedi yastıkları ustalıkla düzeltirken. "Genç çocuk ile genç kız. İkiniz de çocuksunuz ama sen daha fazla çocuksun."
Alina bunu hakaret olarak mı algılasa bilemedi. Dizlerini göğsünde birleştirdi.
"Seni çok seviyor ancak hata yapıyor."
"Efendim?"
"Sevmek bir hatadır. Sevginin bedeli benim için karanlık oldu," diye mırıldandı Hreak. Alina'nın omuzlarından tutup onu kaldırdı, birkaç ufak dokunuşla yatak biçimine getirdiği divana oturtturdu onu. "Şimdi uyu. Kyron yarın sabah seni bulacak."