Elime bir şey deydiğinde gözlerimi açtım.Bu bir kolyeydi , kolyenin zinciri pudra pembesi taşla döşenmiş zincirin ucunda ise bir melek ve meleğin
kocaman kanatları vardı. Sağ kanadında ateş , sol kanadında ise bir ok vardı. Sanki saplanmış gibi , bir melezin kalbine kazık sokulmuş gibi...
-Aman tanrım çok teşekkür ederim Blake bu çok güzel bir hediye.
Diyerek boynuna ağladım çok sıkmış olacağım ki
-Sen gitmeden ölmek istemiyorum melez prenses.
-Üzgünüm.
Ve boynundan ayrıldım.
-Meleğin sol kanadını görüyormusun ?
Evet anlamında başını salladım.
-Sol kanadında bir ok var bu sen asla olmayacaksın. Sağ kanadına bak birde ,kanadını ateş sarmış işte sen busun hep güçlü olacaksın ,hep ayakta kalacaksın .Belki düşeceksin ama yine kalkacaksın senin hep yanında olacağım ,kimsenin seni üzmesine izin verme .Kalbinde , derinlerde hep bir ateş olsun o ateş hiç sönmesin.
HEP GÜÇLÜ OL...
Not: ilk kitabım olduğu için ilk bölümleri cringedir bunu göze alarak okuyunuz sona doğru kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum ama hala eksiklerim olabilir.
-argo ve küfür vardır
Bir safkan vampir,bir iblis ve altı kuyruklu bir tilki...
Ne kadar acımasız olursa olsunlar, inadına aşık oldukları bir kız.. üç kişi bir kişiye aşık olursa ne olur?
Cielin o gece gibi siyah gözleri alevlenirken ben orda kitlenmiş durumdayım adımları bana yaklaşıyor ama arkada gidilecek tek yer yukiyanın pençeleri sağım ise dipsiz bir duvar solum ise hyoganın kıskaç gibi beni yakalıyacak o altı kuyruğu...o kadar yıl sonra korkmam gereken kişiler tam karşımdadır belki , ya korkum olucaklar ya nefretim yada sevgim...