Gökyüzüne aşık fakat yeryüzüne mahkum olan, küçük bir kız çocuğu büyütüyorum içimde.
Kendimin anlatılacak pek bir özelliği yok.
Ama içimdeki küçük kızın, bavul dolusu cümleleri var.~
Şimdi oku beni sevda bildiğim.
Sesim kulaklarında çınlasın, gözünün değdiği her cümlemde.
~~~~~~
'' Yıllar önceydi, onu yanımda hissetmem. Kokusunu içime çekmeyeli yıllar geçmişti. Özlemiyle yanıp tutuştuğum o sigarayla harmanlanmış toprak kokusu, deniz kokusuyla birleşip burnuma doluyordu, her esen rüzgarda. Onu o kadar özlemiştim ki, sımsıkı sarılıp kaburgalarıma hapsetmek istiyordum. Ama yapamazdım. O kadar yaşanmışlığı, o kadar yaşayamadıklarımı, her şeyi yok sayıp da, kaburgalarım da saklayamazdım onu.
Gecenin karanlığıyla laciverte bürünen denizden gözlerimi çekipte ona bakamıyordum.
''Senin beni seyreden bakışlarını özlüyorum minik. Çok özlüyorum be. ''
Gözlerimden yaşlar süzülürken dönüp ona baktım.Sesine yandığım, canına öldüğümdü o benim. Bana bakmıyordu. O da benim gibi denizi izleyip, gözlerinden akıtıyordu acısını.
Yanağından süzülen gözyaşını silmek için içim gitse de yapmadım.
Yapamadım.
Bana döndü. Gözlerim katran karası gözlerine değdiğinde durdu her şey.
Nefesim kesildi.
Soluğumu yitirdim.
Benliğimde kaybolup, onda buldum kendimi.
Öldüm, öldüm, ona sevdalanan kalbim attı, ben öldüm. ''
O kadar zıtlardı ki, biri kor iken diğeri serinleten bir içim su gibiydi.
İşin aslı da buydu zaten. Denge zıtlık gerektirirdi. Yanarsan denge bozulur, yakarsan tek kalırsın. Onu olduğu gibi bırak, avuçlarına dolsun. Seyre dur, sustuğun zamanların acısını o çıkartır.
**
Genç kız, ölen babasının hattını kapatsa dahi yazmaktan vazgeçecek gibi durmuyordu.
Tek tik çifte döndüğünde kader çizgisi onun için bir kez daha kırıldı.
☯
"Susma. Çünkü dudağının üstündeki o çukur derinleştiğinde istesen de konuşamayacaksın."