EYLÜL AĞRISI

19.12.11,
Eylül Ağrısı...
Hangi aydayız bilmem ama bende eskimiş bir eylül ağrısıydın. Zamanın durduğunu var sayarsak duyduğum tik taklar kalbimin senin için çırpınışıydı. Hatırladığım tek şey gözlerimin kitlendiği halde gönül gözümün dibine kadar açıldığıydı. O an ne hissettiğimin farkında bile değildim, bir süre de anlayamadım o deli duygunun adının aşk olduğunu.. Bilir misin bilmeden birine nasılda kör kütük aşık olunduğunu ? Bilir misin mevsimlerin hepsinin soğuk , takvimlerin nasıl unutulduğunu ? Bilir misin karanlık gecelerde parıldayan her yıldızın umut ışığı olduğunu ? Bilemezsin çünkü senin bende eylül ağrın , benimse sende kader ağrım var.. Geçmez bu gidişle de bu kader ağrısı çünkü tam beş yıl oldu ve ben hala her eylül senin ağrılarını hafifletmek için çabalıyorum. Nasıl da bağlanmışım sana , çünkü güzel dediğim her ne varsa sen ordaymışsın ... Çünkü sen benimle mutluluğu paylaşmıştın. Mutluluk diyorum nasıl da basit duruyor uzaktan birde hecelere ayırsalar içine neler sığmaz ki..
Al bu ağrıyı benden , al bu bitmek tükenmek bilmeyen sevdayı , al sana açılmayan kilitli kapılarımı ,al hepsi senin olsun ,bir de sen yaşa onları ...Mutluymuş gibi görünen mutsuzluklarımı ,avaz avaz çığlık saydığın suskunluğumu ... kırdın da gittin ,yarım bıraktın , kanatsız meleğim diye sevdiğin meleğinin görünmez kanatlarını ... Biliyorum ikimizde yorgunuz ama ben bir de darmadağan ... Yaşadıklarım bana , yaşattıklarım sana kalsın. Bu eylülle başlayan mutluluk artık ben de sadece Eylül Ağrısı ...