Uyandığımda takınabildiğim en masum ifadeyle Bornova güneşini selamlamak gece olduğundaysa hislerime bir renk, bir sayı kadar biçim vermek, hayatımdakileri emin olduğum kadar sevmek ya da en azından mutluluğu gözlerimle görebilmek ve boynuma zincirlemek...
Tüm bunlar sadece bir günümü alıyor ve ben 16 yaşında bir genç kızım. Geometriyi, kimyayı ya da Danimarka'nın iklim çeşidini biliyorum. Nasıl nefes aldığımızı, kalbimizin nasıl çalıştığını biliyorum. Hatta bunları tanıdığım çoğu insan biliyor. Yine de merak ediyorum acaba benim kalbimin nasıl çalıştığını da biliyorlar mı? Alelade bir sevgi kırıntısıyla kaç ay geçirdiğimi, nefretimi sevgime neden değiştiğimi sorsam bilir misiniz mesela? Ya da hikayemi anlatsam bana bir özet geçebilir misiniz? Kalbimi mi yoksa insanları mı dinlediğimi? Kimi sevdiğimi ya da? Gözümden düşenlerin kaçının vicdan azabım olduğunu ve kaçının elinden tutup kaçına borçlu olduğumu?
Yaşlı bir evde büyütülmüş çocukluğum, hasat zamanı yeşermiş yokluğum, çetrefilli yollarda kamburu çıkmış yolculuğum...
Hiçbiri henüz beni tanımıyorken ben yanlışlarımı yalnızlığımdandır mazur gördüm. Sonrasını ne öğrenebiliyor ne de hatırlıyorum. Tek bildiğim ben Ege Denizi'yim ve aşkı telaffuz bile ederken köpüren dalgalarım elbet bir gün Boğaz'ımda düğümlenecek. İşte o gün kıyımda olmanı umuyorum.