Günaydın...
Işıl ışıl parlayan güneş günaydın, yağmur yağmış galiba dün gece, mis gibi toprak kokusu günaydın, bahçedeki pembe gül günaydın ve en sevdiğim arkadaşım günaydın.
Bu sabah uyandığımda her şey daha güzeldi. Gökyüzü daha mavi olduğunu, ağaçlar daha yeşillendiğini ve güneş en en parlak tonunu, bugün bana göstermek istiyordu sanki. Aşk üstüne bir çok kuram vardır hatta dünya üzerinde kaç milyar insan varsan o kadar farklı kuram vardır aşk için sanırım. Ama bence aşk duyguların fazla yoğun olmasıdır sadece bir erkeğin kadına ya da bir kadının erkeğe olan duygularıyla kısıtlı değildir ve olmamalıdır da. Çünkü ben ağaca aşığım, kitaplara aşığım, kahveye aşığım ve arkadaşıma aşığım.
"Demez mi anası, topallığına bakmadan benim kızıma göz koymuş diye? Der. Bu konuyu bir daha açma anne."
******
"Seni yaktım, kül ettim ruhumda; ama yine bana senin kokun geldi. Meğer ben seni küle çevirirken, ruhum iradesizce kokunu saklamış," dedi gözlerime bakarken. Sözleri dudaklarından her saçıldığında, benim cehennemden farksız kuyularım harlanarak coşkunca alevlendi ve onun sözlerinin ucunu yaktı, tutuşturdu. Yakmalı ya da yanmaya hazır olmalıydım.
GÜL KOZASI İSMİ İLE YAYINLANAN İLK KİTAPTIR.
13.08.2020 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır.
HİKAYE ŞAHSIMA AİTTİR. ÇALINMA DURUMUNDA YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR...