KARDELENE MEKTUPLAR
"Halikarnas Balıkçısı'nın deyimiyle,
Be hey koca yurt!
Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine hüzünlü bulutlarla ıslanmış sevda yurdu, aşk vatanı...
Sende doğmak; ve senin acılarına tebessüm edebilmek ne hoş bir duygu.
İşte bu yüzden, sana sevdalıyım. Dağlarında bir nefes ömrü açıp ve solan kardelenlere aşığım.
Hani bazen insan, karabulutlar gibi dolar lakin rüzgar da esse, kasırgalar da kopsa yağamaz. Kimi zaman ise sabahın umut ışıkları ile taze bir yaprağa düşen çiy damlasından bile nem kapıp kelebekler kadar narin olur ve döke bildiğince döker ya, işte bende öyleyim senin için...
Taşlarına, kuşlarına ve bazen de şairin dediği gibi
-her bahar yularını kırarcasına coşan sularına- sevdalıyım.
Aksakallı Kartal Bahaettin Karakoç'tan ilham aldım. Taşlara, Munzur Kartallarına sevdalı Tahir Erdoğan Şahin'den cesaret aldım ve sana aşk mektupları yazdım, ne olur kabul et!.."
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.