"Acı bana bir eylem miş gibi geliyordu.Acı bana bir elin kurtulacağın bir elin düşeceğin bir çukurdaymışsın gibi geliyordu.Acı bana araf gibi geliyordu.Esen rüzgar bile Canımı yakıyorken,Kalbimin sızısı durmamışken neydi bu huzursuzluk neydi bu acı.
Gözlerim,Soğuktu.Öyle olmalıydıda hissettiklerime karşı gözlerimin içi gülemezdi.İmkansız diye bir şey yok desemde,Galiba mucize olmadıkça olmayacaktı.
Yağmuru hissetmiştim.Her damlası bedenimde deydikçe göz yaşını hatırlıyordum.Kendini Cehennem sanan cennetime sığınmıştım.Sanki Cennetim ben aslında cehennemden başka bir şey değildim.Bana hep derdi "Karanlık değilsin sadece annenden başka bir şeye sığınmaya ihtiyacın var" diye.ölümle yaşam arasında o ince çizgiyi aşıyor gibiydim biraz,duvarları olan Oğlan ölümdeydi.Duvarların arkasındaki Melih cennete mutluydu galiba,umutluydu.Onu saklayacağıma yemin etmiştim içimden.Çünkü o yok olursa eğer,içimdeki tek cennete parçalanıp Olduğum Cehenneme gelecekti."
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."