Yılın en kısa gecesinde, İstanbul'da bir bar odası... Bir kadın ve bir erkek, her şeyi başlatan çocukça bir iddia, çiftimiz ruhlarına işleyecek bir deneyim yaşayacak. Bu yasak gecenin sonunda, sabaha karşı, bu iki zıt kutup ayrılacak ve kendi hayatlarına geri dönecekler. Baş başa geçirdikleri 12 saat boyunca hayatlarını birbirlerine anlatacak bu çift ; kayıp zamanın sürprizleriyle, dört duvar arasında... Ve böylece ya yeniden özgürlüklerine kavuşacaklar. Ya da o gün birbirlerine itiraf ettikleri o sırlar hayatlarını mahvedecek. Bir daha karşıma çıkmaz diyerek her şeyinizi anlattığınız ve en özel anınızı yaşadığınız bu kişi hep görmek zorunda olacağınız patronunuz olsa? Ya da ansızın ortaya beklenmedik davetsiz bir misafir çıkıp bütün oyunları bozsa ne yapardınız? ** ''Ne yani benden bu bebeği kabul etmemi mi bekliyorsun? Nereden bileceğim benden olduğunu? Belki benim zengin birisi olduğumu öğrenince bebeği bana kakalamaya çalıştın. İnan bana sevilmek için çok çirkinsin.'' ''Ne yani sende biliyorsun bebeğin babasının kim olduğunu. Bu bebeği kendi başıma yapmadım ya. Merak etme senden benimle evlenmeni beklemiyorum. Sadece ona babalık yap o kadar. Emin ol seninle birlikte olmak sperm bankasından dönör almakla aynı şey. Ben seni erkek yerine bile koymuyorum. Ama eğer maksadın öldürmekse öldür de kurtulayım.'' ''Madem dönörle aynı şey madem sadece biyolojik bir bağ o zaman bensizde büyütebilirsin." ''Bir gün gelip ayaklarıma kapanacaksın egosu boyundan uzun Ulaş Deniz.'' ''Bu hiçbir zaman olmayacak zavallı kendi hayatından bile sorumlu olamayan Yüsra Bulut.'' ** Yasak bir deneyim sonucu bedenleri birbirine ait olan iki kişi kalplerini de paylaşabilir mi? ** Dört duvar arasında saklı kalan ve açığa çıkmayı bekleyen sırlarımıza ithafen... ** [ WATTPAD'DE BU İSİMLE YAYINLANAN İLK HİKÂYEDİR.]All Rights Reserved