Bomboş odada oturmuş.Düşünüyor. Kafasını kurcalayan birşeyler var.Hızlı hızlı nefes alıp veriyor.Kusmuş bütün duygularını.Biraz sinirli biraz korkmuş.Sanki hayatını sorgular gibi bi hali var.Bu onu son görüşüm.Onu bir daha hiç görmedim.Ne bir mektup ne bir haber.
Bizimkisi roman gibi biraz,
Gece kadar siyah,
Yıldızlar kadar parlak,
Bir güvercinin kanatları kadar gri,
Tutkuyla,şehvetle beklenen bir aşk kadar kırmızı,
Hayallere sığmayacak derecede bir maviydi onun saplantısı.
Bir insanın olağanüstü şekilde değişmesi miydi asıl olay yoksa olmayacak duaya amin demek mi?
Endişelerimiz var.Ya beni beğenmez ise,ya yapamazsam,ya beceremezsem,ya kazanamazsam gibi.Bunları çoğaltabiliriz.
Şu hayattan insanlar hakkında tek anladığım şey;yüzünü güldüren insana sırtını dönme!
*****************
Hayatı acı ve başarı hikayesi olan Melani.
Bir saplantı, ya da aşk her neyse insana neler yaptırabilir?
Acı bir geçmişin şahidi, geleceğinin celladı Melani.
BU HİKÂYE TAMAMİYLE HAYAL ÜRÜNÜDÜR.
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.