'Sen güçlü bir kızsın, degil mi?' Dedi eli boğazımın tamamını kavrarken.
'Senin gücün yanında, benim ki bir hiç.' Dedim kısık bir sesle.
Boğazımı kavrayan elini gevşetmesi için, elimi koluna koyup sıktım. Bakışlarını kolunu sıktığım elime kaydırdı ve hafif sırıttı;
'Senin ellerin küçük ve kırılgan, tıpkı bedenin gibi. Ama kalbin, öyle değil.' Dedi
Gözlerini bile kırpmadan doğrudan gözlerime bakıyordu;
'Benim ellerim büyük ve güçlü, tıpkı bedenim gibi. Ama kalbim değil.' Dedi
Yüzünü, yüzüme santimler kala durdurdu. Nefesi yüzüme doğru akıyordu, ve içime karışıyordu adeta.
'Belki benim bu gücüm, senin kalbini kırmaya'da yeter.'
Bu bir " Kurtuluş" Hikâyesi değil.
Bu bir " Hapsoluş" hikâyesi
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."