' Ah ulan aşk!' diye bağırdı adam; terkedilişinin, acılarının şahidi olan körfeze doğru.
Koca mahalle bir onun sevdasını barındırmamıştı his kokan sokaklarında. Bir onun yüreğini doyuramamıştı iki oda bir salonunda. Körfez aşkı haram kılmıştı adeta...
Sonra derin bir nefes alıp verdi arkasında bekleyen genç kızdan habersiz.
"Ah ulan Leyla! Bizden ne istedin lan!' diye sordu kalbinin mezarlığında onüç yıldır yatan kadına. En mutlu gününde öyle bir gitmişti ki Leyla'sı, binlerce kez dönse bile kapatamazdı açtığı derin yarayı. Kimse kapatamazdı Çetin'e göre çünkü o yara genişleyip mahzen olmuştu. Ne bir zamanlar uğruna nefes almaktan vazgeçecek kadar sevdiği Leyla gidebilirdi kalp mahzenine ne de bir başka kadın dokunabilirdi kanayan tenine...
Kimse ilişemezdi artık ona ama Çetin'in bilmediği arkasında acısına körfez gibi şahitlik eden Gülfem'in o mahzenin kapılarını canla başla zorlayacak olmasıydı. Öyle bir tutkundu ki adama, acısına bile aşıktı...
Yüreğim yangın yeri..
Hatırladıkça haddini aşıyor sancılar..
Bir ihanetzedeyim ben..
Anlatıyorum, dinliyor musun?
---
İlk birkaç şiir fazla arabesk gelebilir ama ilerledikçe açılıyor :))
Şiir bölümleri serilere ve alfabetik sıraya göre düzenlendi.
Şiirler (Alfabetik olarak)
Karalamalar serisi (şiir)
İmza serisi (söz)
Bu kitapta bulunan tüm şiirler tarafımdan yazılmış olup telif hakları şahsımda saklıdır.
İzinsiz kullanımda yasal işlem uygulanacaktır.
Emirhan Aktaş - 2020