Story cover for Uluslararası Bir Aşk Hikâyesi (KİTAP OLDU) by MehtapFirat
Uluslararası Bir Aşk Hikâyesi (KİTAP OLDU)
  • WpView
    Reads 1,295,319
  • WpVote
    Votes 4,400
  • WpPart
    Parts 2
  • WpView
    Reads 1,295,319
  • WpVote
    Votes 4,400
  • WpPart
    Parts 2
Complete, First published Aug 06, 2013
*Kitap olduğu için bölümler kaldırılmıştır. 

Uluslararası Bir Aşk Hikâyesi, Ephesus Yayınları farkıyla artık raflarda! ❤

Kitabın Tanıtım Videosu: https://www.youtube.com/watch?v=93iS79_o_zg 

Evlenmek, bağlanmak, aşık olmak kelimelerinden tamamen uzakta yaşayan genç, çapkın, bir Rus iş adamı ve onu tüm cazibesiyle etkisi altına alabilecek, inatçılığıyla, dik başlılığıyla tabularını yıkıp hayatındaki en önemli şey olabilecek kadar güçlü bir Türk kadını... İpler kimin elinde?
  
Yayınlanmaya başladığı tarih: 6 Ağustos 2013
All Rights Reserved
Sign up to add Uluslararası Bir Aşk Hikâyesi (KİTAP OLDU) to your library and receive updates
or
#649rusya
Content Guidelines
You may also like
SERPENÇE by beyzbooks
15 parts Ongoing
"Şehrin sahibiydi. Aren Sergei Markov." "Onun eli, benim cehennemim." Lina Aslan, Tuna ile ilişkisinde giderek daha derin sorunlarla karşılaşır. Tuna, uyuşturucunun karanlık ve kontrolsüz bataklığına saplandıkça öfkesini kaybeder, ilişkilerini yıpratır. Lina, bir gün Tuna'yı uyarmak ve konuşmak için yemeğe davet eder. Yemekte Tuna yeniden kriz geçirir, öfkesine yenik düşerek Lina'ya tokat atar. Tam o anda, Yeraltı dünyasının en güçlü ve korkulan figürlerinden biri, şehrin gerçek sahibi Aren Sergei Markov içeri adım atar. Aren, acımasız bir kararlılıkla Tuna'nın elinden Lina'yı kurtarır, gözünü kırpmadan Tuna'yı vurur. Lina, ilk kez gerçek bir güven duygusunu hissederken, bu güven kısa sürer. Aren'in düşmanları, İstanbul'un karanlık köşelerinden peşlerine düşer. Lina, eski yaşamını geride bırakmak zorunda kalır; artık kendini, tehlike ve ihanetin iç içe geçtiği bir dünyanın tam ortasında bulmuştur. Hayatını korumak için tek çaresi, şehrin hakimi ve acımasız patronu Aren'in yanına sığınmaktır. Artık her adımı, her nefesi tehlikeyle dolu bir oyun sahnesinde atılacaktır. "Bir yabancıydı. Bir kurtarıcı. Bir katil. Hangisiydi bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: O gece bir ceset kaldırılacaktı, ama asıl ölen ben olmuştum." "Kediden kaçtın... ama artık aslanın evindesin, Burası merhametle değil, kanla kuruldu. Ve burada hayatta kalmak istiyorsan korkuyu selamlamak zorundasın."
KIRMIZI ŞARAP  by 8ruzgar11
11 parts Ongoing
''Önüne baksana be! Kör müsün?'' diye cırladığımda kaşlarını çatıp, ''Asıl siz önünüze bakın! Çarpan sizsiniz.'' deyip bavulunu yerden aldı. ''Sen önüne bakmadığın için eşyalarım yere düştü! Bak eşyalarım diyorum! Çoğul eki var!'' sözlerimle eşyalarıma umursamazca bakıp omuz silkti. ''Benim sorunum değil. Kalitesiz mal alırsanız böyle olur.'' demesiyle çıldıracaktım neredeyse. ''Bunları toplamama yardım edeceksin!'' dedim öfkeyle. ''Hayır, bu beni ilgilendirmez.'' ''Edeceksin!'' ''Etmeyeceğim.'' ''Bal gibi de edeceksin!'' ''Etmeyeceğim. Hatta bakın şimdi gidiyorum.'' İleri atılıp onun bavulunu sert bir şekilde yere attım. İçindeki eşyalar dökülmeyecekse bile zarar görsün istedim. ''Ne yaptın manyak!'' derken üzerime atlayacakmış gibi bakıyordu. Bende onu umursamadan eşyalarımı bavula yerleştirmeye başladım. Tarağımı alacakken elimin üzerinde bir el hissettim. Başımı çevirdiğimde bana manyak diyen adamla göz göze geldik. Bir süre ikimizde birbirimize bir şey demedik, diyemedik. Uzaktan bakınca, o sinirle fark edememiştim ama şimdi yakından bakınca anlıyordum ki, gözlerindeki kehribar ile ela karışımı çok güzeldi. Garip bir etkisi vardı gözlerinin. Baktıkça daha fazla bakmak istiyordu insan, sanki gözlerinde bir sır saklıymış gibi. si Bakışlarını üzerimden çekmeden parmağını yavaşça tarağıma uzattı. Eli istemsizce elime değdi. Elektrik çarpmış gibi hızla elimi çektim. Tarağımı bana verdiğinde ona, ''Bal gibi de yardım ettin.'' bakışı attım. Göz devirmekle yetindi. Ardından beraber dağılan eşyalarımı topladık. Bavulumun fermuarını kapattığımda, kehribar gözler bir kez bile bana değmeden gitti. ~Onlar için her şey böyle başladı.
You may also like
Slide 1 of 10
SERPENÇE cover
Baş belası /+18/ cover
MAVİ GECE (Kitap Oldu) cover
Wattpad İstihbarat Teşkilatı cover
ALABORA LİMANLARI cover
Halısaha |texting cover
Siyah kuğu (Tamamlandı) cover
KIRMIZI ŞARAP  cover
GAZAP DANSI (TAMAMLANDI) cover
BİR ZAMANLARIN KRALLIĞI: Bereket Çağı cover

SERPENÇE

15 parts Ongoing

"Şehrin sahibiydi. Aren Sergei Markov." "Onun eli, benim cehennemim." Lina Aslan, Tuna ile ilişkisinde giderek daha derin sorunlarla karşılaşır. Tuna, uyuşturucunun karanlık ve kontrolsüz bataklığına saplandıkça öfkesini kaybeder, ilişkilerini yıpratır. Lina, bir gün Tuna'yı uyarmak ve konuşmak için yemeğe davet eder. Yemekte Tuna yeniden kriz geçirir, öfkesine yenik düşerek Lina'ya tokat atar. Tam o anda, Yeraltı dünyasının en güçlü ve korkulan figürlerinden biri, şehrin gerçek sahibi Aren Sergei Markov içeri adım atar. Aren, acımasız bir kararlılıkla Tuna'nın elinden Lina'yı kurtarır, gözünü kırpmadan Tuna'yı vurur. Lina, ilk kez gerçek bir güven duygusunu hissederken, bu güven kısa sürer. Aren'in düşmanları, İstanbul'un karanlık köşelerinden peşlerine düşer. Lina, eski yaşamını geride bırakmak zorunda kalır; artık kendini, tehlike ve ihanetin iç içe geçtiği bir dünyanın tam ortasında bulmuştur. Hayatını korumak için tek çaresi, şehrin hakimi ve acımasız patronu Aren'in yanına sığınmaktır. Artık her adımı, her nefesi tehlikeyle dolu bir oyun sahnesinde atılacaktır. "Bir yabancıydı. Bir kurtarıcı. Bir katil. Hangisiydi bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: O gece bir ceset kaldırılacaktı, ama asıl ölen ben olmuştum." "Kediden kaçtın... ama artık aslanın evindesin, Burası merhametle değil, kanla kuruldu. Ve burada hayatta kalmak istiyorsan korkuyu selamlamak zorundasın."