Sevgi kelimesi hiç de yabancı değil bizlere... Bunu herkes çok iyi bilir. Hakkında çok şeyler yazıldı, söylendi...
Duygularımı nasıl anlatabilirim diye, ben de bir kaç cümle içimden geldiği gibi ilave etmeden yapamadım.
Sevgi, insanın hayatına kattığı bir renk değil, mutluluğu kendi içinde barındıran hayatımızın bir parçası...
Uçsuz bucaksız ufuklara sığamayacak kadar gerçek bir sevgi, uykusu gelmeden mutluluk dağıtmak için gece ve gündüz çabalar...
Sevgimizi dışa vurmaktan daha güzel ne olabilir ki. Doğrusu sevgiyi gönlümüzce sonsuza dek herşeyle paylaşmak. Dünyamızı kendi bencilliğimize alet etmeden doğasını korumak. Keşkelere sığınmadan ve yarınları unutmadan güzel günlere umutla ulaşmak için çaba göstermeli. ne dersiniz?
Öyle zannediyorum ki siz bu satırları okurken bile sevginiz çoşmuş güneşli bir günde yürürken nefreti, gölgeniz gibi arkanızda bırakmayı düşünmüşsünüzdür bile...
Sayfaları çevirirken uzak diyarlara, hülyalara ve sevginin doruğuna götürecek sizleri...
Belki bir, belki de bir kaç sayfa içinde kendinizi bulacaksınız...
Sonsuz aşkın verdiği bir hazla, bu kitapla bütünleşeceğinizi umarım...
Nice yılların eskitemediği, Leyla ile Mecnun'un sevgisi, nefreti uzak tutmuş en güzel duyguları öne çıkarmış.
Hiç unutamayacağınız, heyecanın doruklarında gezdiği, içinde sevgi ve hüzünü barındıran, sonu ne pahasına olursa olsun, diye arzuladıkları ümit peşinde koşan iki genç aşıkların bir hikaye klasiği...
Lütfen yorum yapınız! Benim için önemli.