Bitap düşmüş bir şekilde çırpınmayı kesen bedenimi Polat hızla harlı bir şekilde yanan şöminenin önüne itti. Yere ellerimin ve dizlerimin üstüne düşerken o da hızla yanıma çöktü. Hafif bir itişti, yerde beyaz kürkten bir hayli kalın ve yumuşak bir kilim vardı, sert itse bile bunun sayesinde canım acımazdı. Yine de yaşadığım şokla alt üst olmuş gibiydim. Polat'ın bu davranışı benliğime buzlu su etkisini yaşatırken sözleri kalbime bin bir duyguyu aynı anda yaşattı. Başını saçlarıma yasladı, konuşmadan önce kokumu derin bir nefesle içine çekti. Bir eli usul usul saçlarımı okşarken diğeri acıtarak tuttuğu kolumu okşuyordu. "Şu alevlere bak Melek! Kalbim bu alevlere ev sahibi. Zaman aleyhime işliyor, Hayalimle bende ölüyorum, nefeslerim sayılı, ona bir şey olursa bende yaşayamam. Yangınlardayım kimse bilmiyor! Kimse umurumda değil ama senin bile bunu görmemen beni deli ediyor! Sana muhtacım ama kendim için değil kızım için. Ben sana kalbimi tüm samimiyetimle açtım şüphe etme bundan sakın. Seni sevdiğimi söylerken hiç olmadığım kadar dürüsttüm, bize bir şans ver diyorum ama duymuyorsun! Daha ne yapmam gerekiyor?" "Yakıyorsun Melek ama görmüyorsun. Gözlerine baktıkça mavilerinde boğuluyorum. Sana dokunmamak için kendimi zor tutarken masumiyetin ellerimi bağlıyor. Dilinden çıkan her bir cümle zehir olsa kana kana içerim meleğim ama sana yalvarıyorum gitme. Beni yeniden yalnız bırakma. Yıllar sonra yeniden sevmişken, yeniden inanmışken bunu ikimize de yapma aşkım. Sevgimden şüphe etme, ettiğin anda gözlerimin içine bak, orada sana ait olan dünyayı göreceksin zaten. Eğer inatla gitmek istersen yine göndermem. Kendi rızanla kalmazsan üzgünüm ama bu defa hiçbir zaman tanımanı istemeyeceğim Polat'ı tanıyacaksın. Çünkü asla izin vermem. Gitmene asla izin vermem..." 🍷 Bütün hikayelerim noterden onaylıdır ve herhangi bir
44 parts