Park Han Ah iyi eğitimli, düzenli, başarılı, zeki ve iş bitirici bir kız. Biri bunları söylerse sakın inanmayın! Eğer siz saydığımız bu özelliklerden en az birine sahipseniz en fazla 5 dakika bu kıza tahammül ederseniz demektir.
Çünkü Han Ah'ta bu özelliklerin değil bir kısmını, izini bile göremezsiniz.O; bencil, ukala, çıtkırıldım, ağzına kadar şımartılmış, sosyal medya ünlüsü, facebook güzeli, meziyetsiz sosyete ikonu, sol eline bile oje süremeyen bir sağlak, retweet edilmeyen twitler için bile gözyaşı dökecek bir ağlak, 10 yıl sonra nerede olacağı muğlak, hayatı yapaylık üzerine kurulu genç bir kız.
Evet o bir prenses... Şimdilik!
İyi bir ailesi ama ondan önce zengin bir babası var. İnşaat firmaları, filolar, çiftlikler, AVM'ler, internet satış mağazaları olan zengin ailesi bir gün bir kazada ölürlerse ve her şey tek varis Han Ah'a kalırsa ne olur dersiniz?
Peki tepesinde dikilip her şeyi ele geçirmeye kararlı bir mafya patronu da olursa?
Kim Sae Jun Kore'nin başarılı genç girişimcilerinden biri. İş adamı mı? Ah hayır! O bir mafya babası. 30 yaşında ve Kore'nin en çok korkulan ikinci ismi. Birincisi mi ? Kuzey Kore Lideri Kim Jung Un tabi ki.
Yıllardır intikamını kolladığı Park Holding'in sahibi ölünce nihayet Sae Jun'a da sahalara inme, oyununu gösterme ve neticede golü atma fırsatı doğar. Hiç ummadığıysa milyarlık şirketlerin başındaki ufak tefek ama dibine kadar cırtlak bir kız olan Han Ah'tır.Yıllardır beklediği milyon dolarlık servete sahip olmasının önündeki tek engel olan bu şımarık kızı alt etmek gerçekten de çocuk oyuncağı mı?
Şiddetin ve nefretin tavan yaptığı bir komediye hazır mısınız? Kim kimi dize getirecek acaba? Belki de üç harfli bir kelime, alfabeleri aşan bir duygu ikisini dize getirir?
Karakterler: Han Ah (Esas Kız), Sae Jun (Esas Adam), Hayla (Sae Joon'un uzatmalı şarkıcı sevgilisi)
On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke kalmıştı; Ocria.
Reena, geçmişinin sır perdesi aralamaya çalıştıkça kendisini daha büyük bir çıkmazda buldu. Neden bu yeni ülkede kimse sorularını cevaplamaya yanaşmıyordu? Hükümet doğru mu söylüyordu?
Gerçekten Ocria'nın dışında hayat yok muydu, yoksa bu, onları içerde tutmak için uydurulan bir yalandan mı ibaretti?
Ocria'daki dengesizlikler kısa sürede Reena'nın gözüne çarpmaya başladı. Kendisi gibi sorgulayan insanları bulması zor olmayacaktı. Gençler başlarına geleceklerden habersizdi. Peki sonunda Ocria'dan çıkmanın bir yolunu bulabilecekler miydi?