Gözlerini ayırmadan bana baktı. Yavaşça, "Sen var ya sen," deyip derin bir nefes verdi. Sıcak elleriyle yanaklarımı tuttu ve devam etti. "Sen beni delirtiyorsun." -- Okulun ana kapıları sertçe ittirilerek açıldı ve girişin iki yanındaki kapılar, arkalarında bulunan duvarla çarparak okulun içinde yankılandı. Tüm yürüyen öğrenciler duruksadı ve kafaları bir yöne doğru çevrildi, ben dahil. İçeriye yürüyen, siyahlara bezenmiş, üç erkek, erkek öğrencilerin dik dik bakışlarına, kız öğrencilerin ise hayran hayran bakışlarıyla karşılaştı. Yanda bi tane sarışın vardı. Kasları diğer iki arkadaşı gibi tişörtlerini yırtabilecek kadar büyüktü. En az 20 metre uzaklıkta olmama rağmen, mavi gözlerinin parlaklığını sanki tam önümde duruyormuş gibi görüyordum. Öbür yanda siyah saçlı erkek duruyordu. Üstünde, havanın sıcaklığına rağmen, ağır gözüken deri bir mont ve ayaklarında motorcu botları. Gözleri sade kahverengiydi ve çenesinin etrafında üç dört gündür tıraş edilmemiş bıyık. Son olarak gözlerim ortadakine baktı. Kahverengi saçlı, yeşil gözlü, yüzü pürüzsüz. Gözlerimi bedenine gezdirdim. Digerlerine benzer, siyah tişört, siyah kot pantolon ve siyah botları vardı, elinde deri bir mont. Kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı ve tekrar yüzüne baktığımda hiç beklemediğim birşey ile karşılaştım. Onun da o güzel yeşil gözleri direk benimkilerin içine bakıyordu. Dudaklarının bir yani yavaşça yukarı doğru çıktı ve bana sırıttı. Ondan sonra öyle birşey yaptı ki, kız öğrencilerin hepsinin nefesi kesildi. Bana göz kırptı. *Devamı 1. Bölümde :)