Ağlıyordum! Hıçkırıklarımla boğulacakmışım gibi, nefessiz kalmış gibi, ağlıyordum.Sonra bir el değdi omzuma, sorgulayan gözleriyle baktı bana,
"Sanırım burası fazla tozlu, gözüne toz kaçtı herhalde. İzin ver sana yardım edeyim." dedi. Cevabımı beklemeden oturdu yanıma, cebindeki mendili çıkartıp gözlerimden akan yaşları silmeye başladı. "Eveeet, sanırım gözündeki toz parçası canını çok yakmış. Ama merak etme, çıkaracağım onu oradan" dedi.
Ben ise hıçkırıklarımı susturmuş, sadece istemsizce süzülen gözyaşlarımı,silmesine izin veriyordum.
Artık ağlamıyordum, yüzüne baktığım da ise sadece tebessüm vardı. Evet yüzündeki tebessüm çok içten, çok samimiydi. Hızla kalkmıştı yanımdan, sanırım gitme vakti gelmişti. Tahmin etmeliydim gideceğini, ne bekliyordu ki?Ama yanılmıştım..Çünkü, elindeki pamuk şekeri göstererek ; "Benim mutluluk kaynağımdır. Ne zaman kalbimde bir burukluk hissetsem, pamuk şekeri alırım. Eminim sana da iyi gelir."
Hasta babaannesi için okulunu bırakan Halime hayatın ona sunduklarından habersiz sıradan hayatına devam ediyordu. Ta ki babaannesinin vefat etmesi ile herşey değişir. Asla yapmam dediği şeyleri yapmak zorunda kalır.
''Senin paran ve mirasın benim gözümde o kadar değersiz ki!''
''O zaman at o imzayı ve herşey bitsin!''