Arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın ve her şeyi bir yana bırakıp düşünün. Yalnızca düşünün.
...
İğne atsan düşmeyecek kadar kalabalık olan bir sokakta yürüyorsunuz. Bir anda içinize kadar işleyip, yüreğinizi ısıtan bir el omzunuzda beliriveriyor. Ürküyorsunuz ve arkanıza dönüyorsunuz fakat kimse gözükmüyor. Telaşla bir o yana bir bu yana koşan insanlar, alışveriş merkezlerinde ki vitrinlere hayranlıkla bakan kadınlar, gördüğü her şeyi isteyip mızmızlanan çocuklar, sevgilisiyle dolaşanlar, ailesini yemeğe çıkarmış babaları göz ardı edersek, kimse yoktu tabii.
Aldırmıyorsunuz, küçük bir şaka, oyun ya da yanlışlık olduğunuzu düşünüyorsunuz. Eve gidiyorsunuz ve kapıyı açtığınız an bir notla karşılaşıyorsunuz. Notta yazılanlar ise sizi elbet şaşırtıyor. Notta yazılanlar şunlardır:
"Elimi omzunda hisset. Bekle, sabırlı ol, endişelenme. Geleceğim, en yakın zamanda. Ve sen bana seni anlatacaksın. Bıkmadan, usanmadan."
...
Ne yapardın? Bekler miydin? Yoksa aldırmayıp yoluna devam mı ederdin ?
Peki Murat ne yapardı? İşte bu da onda saklı.
Yayınlama tarihi: 22.07.2016
Tüm hakları saklıdır.