Merhaba, eğer şu an bu yazıyı okuyorsan mutlaka bir nedeni var. Mavi'nin sana söylemek istedikleri var. Ama onu sen bulacaksın.
Dünyaya geldiğinde elinde bir torba vardı. Önce hislerini doldurdu, sonra düşüncelerini. Yürüdü ve insanları izledi, onları doldurdu torbasının içine. Kocaman binalar vardı, su birikintileri, uçsuz bucaksız dağlar, denizi ve gökyüzünü birbirinden ayıran ufuk çizgisi.. Onları doldurdu. Sonra gökyüzüne baktı. Torbasına koyamayacağı kadar çok yıldız vardı. Heyecanlandı "bakın orada!" diye bağırdı. Parmağının ucunda diğer yıldızlara hiç benzemeyen bir yıldız vardı. İnsanlar görmedi. Anlatmaya çalıştı, ama herkes parmağının ucunda bir boşluğa baktıklarını söyledi. Anlaşılmayı sevmedi. O yıldız; onun gökyüzündeki yansımasıydı. Torbayı bir kenara koydu. Ve kendi dünyasını çizmeye karar verdi, bir büyü çemberiydi bu. İnsanlar bu çemberin içindeydi. Ve o dışındaydı. Dışındayken hikayesini yazmak için çok zamanı vardı. Çemberin dışına taşabilen özel insanlar için, kaybolan yıldızın ışığı altında daima yazıcaktı.
Bu hikaye kaybolan tüm yıldızlar için.
Çemberin dışında sizi bekliyor olacağım.
❝Yüzünü çok sevdim, ödünç alabilir miyim?❞ dedim birden gözlerimi gözlerine dikip. Nasıl olsa bir daha karşılaşmamız pek mümkün değildi, hem bu fırsatı kaçıramazdım hem de bu cesareti bir daha bulamazdım. Ağzımdan çıkan kelimelerin anlamsızlığıyla gözlerini kırpıştırdı.
❝Anlayamadım?❞
❝Yüzün tam hayalimdeki gibi, bir günlüğüne modelim olur musun?❞
Uyarı: Küfür ve argo kelimeler içermektedir.
Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür, gerçeklikle hiçbir bağlantısı yoktur.
Slow burn bir hikayedir.
Üniversite #1 / 16.11.2024