"O, ya Dünya'yı kurtaracak ya da Dünya'nın sonunu getirecek." dedi Druid Gallom Tanrılara. Daha sonra ise boğazını temizleyip konuşmaya devam etti. "Belirsiz kahraman, kurtuluşumuz ya da ölümümüz olacak." Tanrılar gözlerini odanın ortasına gülücükler saçan bebeğe çevirdi. Onları bir melez kurtaracak ya da öldürecek miydi yani?! Savaş Tanrıçası Catha ayağa kalktı ve diğer Tanrılara baktı. Uzun kahverengi saçlarını örmüştü ve beline kadar geliyordu. Mavi gözleri ise her zaman ki gibi sertti. "Bu çocuk tehlikeli. Onu şimdi öldürmek en iyisi." Büyük Tanrı Dagda mavi ve yeşil karışımı gözlerini kızına dikti. "Çocuk kurtuluşumuz da olabilir Catha." Catha sinirle güldü ve babasına baktı. "Neyden kurtuluşumuzu sağlayacak? Bizi yenebilecek bir düşman yok." Refah ve Ay Tanrıçası olan Anu, kız kardeşine gülümseyerek baktı ve yumuşatıcı sesi ile konuşmaya başladı. "Birisi var Catha... Labraid. Onu Kara Uçurum'a atmamız geri dönemeyeceği anlamına gelmez." Labraid ismiyle tüm salon sessizliğe büründü ve Tanrılar korkuyla birbirlerine baktı. İçlerinde en çok korkan ise Catha olmuştu. Çünkü Yeraltı Tanrısı Labraid'i uçuruma hapseden taa kendisiydi.