"...Bir sevgiyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın..."
-Özdemir ASAF-
Harcanan iki hayatın hikayesi bu, yollarını birleştirmeye çalışmıyorlar oysa ki...
Kaçıyorlardı bu ıssız bucaksız, ne olduğu belli olmayan duygudan, kaçmanın da bir kabullenmek olduğunu anlayana kadar!
**
Acının olgunlaştırdığı,
Olgunluğun güzelleştirdiği,
Güzelliğinin ise başına bela olduğu...
Acının acımasızlığıyla yoğruldu genç,
Kimi zaman kendini bile hissedemez oldu. Bu yüzden yalnızdı, kırgındı bir hayli. Kime oldugunu, neden olduğunu bilmeden tutunmak hayata. . .
Anlatılmaz, dayanılmaz yokluğun.
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok."
Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır.
Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar.
Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir.
Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir.
Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.