Hikaye başlıyordu.
Sonu bilinmeden başlanılan bu hikayede bir kız ve bir oğlan vardı. Tahmin de edildiği üzere hikayenin birbirini tamamlamaya çalışan kahramanları bu ikiliydi.
Kız da oğlan da acı ve gizem dolu hayatlarını anlatacaklardı birbirlerine.
Belki, oğlan kıza içini açacaktı;
sevinçlerini, üzüntülerini,
derdini ve tasasını
belki de daha fazlası...
Kız, oğlanı dinleyecekti her hücresine kadar; saatlerce, günlerce belki ebedi uykuya kadar. Lakin öyle böyle bir dinleme değildi bu. Dinleyerek varolmak,
dinleyerek farklılaşmaktı.
Kız oğlanın, oğlansa kızın yaralarını nasıl saracağını bilecekti gün geçtikçe. Bilip öyle saracak birbirlerinin içindeki büyüklü küçüklü her bir yarayı.
Bu bir aşk
belki de aşksızlığın vermiş olduğu acının hikayesiydi.
Bu bir dostluk veya onarılmayı bekleyen iki yaralı insanın hikayesiydi.
Belki sıradan bir insanın hayat hikayesi de olabilirdi.
Veya da hiçbiri değil, sadece bir yola getirme hikayesiydi.
Bilinmezliklerle doluydu her şey.