ÖLÜLER KODEKSİ
  • Reads 5,388
  • Votes 1,534
  • Parts 21
  • Reads 5,388
  • Votes 1,534
  • Parts 21
Ongoing, First published Jun 22, 2016
#fantastik 100 hepside güzel okuyucularım sayesinde

Karea krallığının Sarat krallığı ile yaptığı savaş sonucu Karea kralı öldü ve tüm dengeler alt üst oldu.


Kral Orphus artık ölmüştü ve artık Karea krallığındaki düzeni sağlayabilecek hiç kimse kalmamıştı, adeta Karea bir kaos ülkesi olmuştu.


Karea tahtının peşinde olan Lordlar bu amaç uğruna her şeyi mübah saymış ve iç savaşlar başlamıştı.


Karea' nın iç savaşından faydalanmak isteyen Sarad kralı Tiran iç savaşın daha karmaşık bir hal almasını sağlayarak Karealıların daha zayıf bir av olmasını sağlamaya çalıştı.


Lordlar arasında savaş devam ederken bunu fırsat bilen Lord Zaen en güvenilir adamlarından bir ekip oluşturup tüm Karea Lordlarını hatta baş düşmanları olan ve yıllarca savaşıp yok edemediği Sarad' ları bile  dize getirebilecek bir silahı aramaya başladı, bu arayış macera dolu ve bir o kadarda meşakkatli olacaktı.

Kitaptan küçük bir bölüm= Daha önce hiç kimseye böyle bir yakınlık duymamıştım, hiç kimseye böyle güvenememiştim ve hiç kimseyi böyle sevmemiştim. O benim ulaşılmayacağım kadar uzak aynı zamanda ulaşabileceğim kadar yakınımdaydı. İzcilere göre yön tayin etmek içn kutup yıldızı ne kadar önemliyse oda benim hayattaki yönümü tayin etmek için o kadar önemliydi, Onsuz kanadı kırık, kaybolmuş aciz bir kuş gibiydim. 

Onu gördüğümde içimde büyük bir heyecan beliriyordu insanın kalbini göğüs kafesinde çıkarabilecek bir adrenalin ve heyecan. Geceleri yıldızlara bakarken hep o aklıma gelirdi o benim kutup yıldızımdı ve gökyüzündeki en iyi yeri almıştı. Onu her gece rüyamda görüyordum bu nasıl bir etkiydi böyle? Kanser gibi tüm  hücrelerime yayılıyordu ancak kanser insanı yavaş yavaş öldürürken  onun bir hareketi insanı bir anda öldürebilirdi. 


Not=Kitaptaki akıl oyunları sizi çok şaşırtacak

Not: Kodeks k
All Rights Reserved
Sign up to add ÖLÜLER KODEKSİ to your library and receive updates
or
#4mitolojikyaratıklar
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ by yildizmutlu91
97 parts Ongoing
# Gençkurgu-- Fantastik # # 3. Fantastik # 1. Akademi # 1. Büyü # 1. Ejderha # 1. Efsane # 1. Elementler # 1. Krallık # 1.Takıntı # 1. Savaş - Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin ! Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı. Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu. - Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu. - Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim. **************** İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti. Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.
Katil Karakterin Yolu by Godeleness
36 parts Ongoing
+21 cinsellik ve şiddet içeren sahneler bulunmaktadır. Bu hikaye Dark Romance kategorisindedir ve küçük yaştaki arkadaşlar için uygun değildir. Lütfen dikkate alınız. ✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩ Senin için her gün saçlarımı saldım. Dudaklarımdaki ruju tazeleyip durdum. Parfümsüz dışarıya çıkmadım. Yeni giysiler aldım. O giysileri hakkıyla taşıyabilmek için kilo verdim. Sırf sen birkaç saniye daha uzun bak diye hesaplar yaptım. Kahkaha atmadım, yüz hatlarımı korudum. Beni güzel gör istedim. Baktığında beni arzulaman için dünyanın en güzel kızı olmaya çalıştım. Güzel gözlerine bakarken kayboldum, derinlere battım. Sense elimden tutmak yerine beni gözlerinin derinliklerinde boğmayı tercih ettin. Kırmızı rujum dağıldı, makyajım silindi, saçlarım kabardı. Ve yeniden kilo alıyorum galiba. Seni beklemekten vazgeçtiğim gün, kendimden vazgeçtiğim gün mü olmalıydı? Hayır, böyle bitmesi şart değildi. Gözlerini açıp bana baksaydın, yaklaşıp ellerimi tutsaydın... Ya da en azından beni yanıtsız bırakmasaydın böyle bitmezdi. Eğer beni biraz bile sevseydin dünyanın en güzel kızı olurdum. En güzel, en asil ve en mutlu... Ama şimdi en suçluyum. Seni sevdiğim için, hiç olmadığım kadar suçluyum. Vazgeçişimin damgası, intiharımın tescili. Dudaklarını bir kez bile öpememenin sancısı. Aramıza koyduğun duvarlardan atlama vaktim. Aşağı düşeceğim sevgilim ve öleceğim. Bir kez bile kalbine gömülmeyeceğim. Çürümeme izin ver. Bu yorgun beden karışsın toprağa ve and içelim birlikte, birbirimizi görmeyeceğimize. Sakın bir kavanoza koyma, kalbim çoktan darılmış sana. Ve o güzel gözlerin... Yaşarken görmedin, ölü bedenime değmesin. Beni en güzel halimle hatırla. Kanı çekilmiş, çürümüş ve delicesine sarhoşken değil. Senin için geldiğim o gün gibi, en güzel halimle...
IŞIK YILI  by sadeceSU4
14 parts Ongoing
"Sakin ol." Dudaklarını kulağıma yaslayarak kurduğu cümle daha fazla çırpınmamdan başka bir şeye yaramadı. Etkisinden kurtulmak için varlığından uzaklaşmam şarttı. Uzaklaşmalıydım. Dudaklarıma bastırdığı eline doğru bağırdım fakat bağırtım boğuk bir iniltiden öteye gitmemişti. "Seni bırakmam için önce sakin olman gerekiyor güzel eva." Şiir gibi sesi dudaklarından tenime rüzgar misali esip geçti. Açıkta kalan tenime temas eden elini yavaşca hareket ettirmeye başladı. Eline doğru içli içli nefesler verdim. Göbeğimin çevresinde dolaşan sıcak parmak uçları her bir hücremi titretti. Yavaş ve tahrik edici dokunuşları tenimi yakıp kavurdu. Yapmamalıydı bunu. Ona olan öfkem kendini bitirecek kadar fazlayken böyle yapmamalıydı. Kokusunu soluduğumda ne ara sakinleşmeye başlamıştım? Tenime dokunmamalıydı mesela, dokunuşları ne ara beni mahvedecek kadar etkiliyordu. Sıcak dokunuşları göbek deliğimin çevresinde devam etti, sırtımı göğsüne daha da bastırdı. Bayılmama çok az kalmıştı. Son bir irade kırıntısıyla ağzımı kapattığı elini ısırdım benden uzaklaşması için. Kıpırdamadı bile. Hatta lanet olasıca adam acıya dair tepki bile vermedi. Onun yerine sırtımı göğsüne daha sert yasladı, başını boynuma iyice yerleştirip burnunu tam şah damarımın üzerine bastırdı. Yine içine derin bir nefes çekti. Neden inatla kokumu içine işlemesini istercesine soluyordu. "Böyle yaparak senden uzak kalmış tenimin daha da alevlenmesini sağlıyorsun lâl gülü. Rahat dur" Boynuma doğru gelen karanlık fısıltısı kanımı fokurdattı. Pislik adam resmen onu ısırmamdan tahrik olduğunu ima ediyordu! 🌹🌹 Seçim kimisi için ödül, kimisi için ceza ama seçimi yapan kişi için ölümdür. IŞIK YILI...
You may also like
Slide 1 of 10
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
YIRTICI GÖZLER cover
Ejderhanın Tutsağı cover
Yılan Yuvası cover
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ cover
Katil Karakterin Yolu cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
IŞIK YILI  cover
Ejderhanın Tutsağı cover
YAŞAM cover

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)

72 parts Ongoing

Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.