Hakan Karaduman; iç içe yaşayan bir ailenin, birbirlerinden kopuk olan bireylerinin arasından küçük yaşta sıyrılıp kendine bir hayat kurmak için yola çıkar. Henüz küçüktür ve en önemlisi ondan daha da küçük olan bir kardeşi vardır yanında. Evden çıktıktan sonra Hızır Ali Kurt isimli biriyle tanışır ve hayatı tamamen değişir. Ebru Akkılıç; Onu ilk gördüğü andan itibaren unutmak için hiçbir girişimde bulunmamış, üstelik Hakan ne kadar istemese de onun gittiği yere gitmiş yine de onu aşka ikna edememişti. Ebru ile Hakan; zıt kutupların en uç köşeleriydi. Aşkta bu kutupların zıt olması bir şeyi değiştirir miydi? Ebru, Aydos mahallesinin sıcacık insanlarını tanımaya başlayıp, onlarla beraber yaşamanın nasıl da eğlenceli olduğunu, hayatın tadına vardığını hissederken; Hakan, birisi tarafından delice sevilmenin, hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığının ve kalbin asla söz dinlemediğinin farkına varacaktı. "Kalbinden öptüm ben seni. Kaburgaların şahidimdir." "Kalbime bir öpücük kondurdun, ölsem de unutamam."